2023-ARABA İLE ANKARA-NORDKAPP-ANKARA TURU
ARABA İLE
ANKARA-NORDKAPP-ANKARA TURU (2 HAZİRAN-13 TEMMUZ 2023
1.GÜN: (2 HAZİRAN -CUMA) Bisiklet turcusu Okan arkadaşımla vedalaşıp ayrıldıktan sonra Beypazarı, Nallıhan, Göynük, Bursa, Balıkesir yerleşimlerini geçerek Çanakkale yolunda Şevketiye’de benzin aldığım petrolde arabada yattım.
2-3.GÜN: (3-4 HAZİRAN –C.TESİ-PAZAR) Çocukların sesleri üzerine uyandım. Etraf Çanakkale Şehitliğini ziyarete giden öğrencilerle doluydu. Çorbamı içtikten sonra Lapseki’ye doğru yola koyuldum. Feribotla Gelibolu’ya geçtim. Meşhur peynir tatlısı yedikten sonra Şarköy’de yazlıkta olan ablamda kaldım.
4.GÜN: (5 HAZİRAN-P.TESİ) Kahvaltı ve hazırlıklarımı tamamladıktan sonra saat 12.00’de Kırklareli’ne doğru yola çıktım. Kırklareli’nde sigortalarımı ve alışveriş yaptıktan sonra çıkışta bulunan benzin aldığım petrolde yatmaya karar verdim.
5.GÜN: (6 HAZİRAN-SALI) Kahvaltı yaptıktan sonra Dereköy Gümrükleri sorunsuz geçerek önce Burgaz’a uğradım. Burgaz’dan sonra güzel bir tatil beldesi olan Nessebar’ı gezdim. Yola devam ederek Varna’yı geçtikten sonra Romanya gümrükte 1 saat beklettiler. Köstence’de kalmaya karar verdim. İnternetim olmadığı için mola verdiğim cafede wifi kullanarak booking’ten rezervasyon yaptım. Navigasyonla akşam karanlığında özenli olmayan odama yerleştim. Üniversite öğrencilerinin kaldığı evde sohbetler ettik. Güzel bir duştan sonra yaptığım akşam yemeğini yedikten sonra kahvemi içtim. Wifi takıldım yarının planlamasını yaptıktan sonra yorgunluktan gözlerim kapandı.
6-7.GÜN: (7-8 HAZİRAN-ÇAR-PER) Hazırladığım kahvaltıyı yaptıktan sonra eşyalarımı bagaja yerleştirerek Moldova’ya doğru yola çıktım. Tuna’yı feribotla geçtikten sonra zemini çoğunlukla kötü olan yolda Kişinev’e doğru yola devam ettim. Gagauz sofrasında kahvemi içtim . Beşalma köyünü ziyaret ettim. Sohbetlerden sonra yola devam ederek Komrat’ın içinden geçtim. Kişinev’e ulaşarak aracımı hostelin parkına bıraktıktan sonra giriş yaptım. Oldukça temiz ve donanımlı kedi hostelde iki gün kalmaya karar verdim. Azeri bir arkadaş yardımcı oldu. Hostelde kalan alman arkadaş beni Gandi’ye benzettiğini söyledi. Kişinev güzel ve yeşil bir başkent olduğu için yorulmadan gezebildim.
8.GÜN (9 HAZİRAN-CUMA): Kişinev’den ayrılarak Romanya üzerinden Macaristan’ı geçip Slovakya Kösice’ye gitmeye karar verdim. Moldova gümrükte gümrük memuru gülerek ‘arkadaş paran varmı’ diye türkçe konuştu. Romanya gümrükte viza sordu, yeşil pasaport olduğunu söyleyince damgaladı. Yola devam ederek Doğu Karpatlarda geçitte dinlenmek için mola verdim. Yağmur eşliğinde 02.00’ye kadar uyudum.
9.GÜN (10 HAZİRAN-C.TESİ): Tekrar yola çıkarak gündüz Macaristan ve Slovakya sınırlarını sorunsuz geçtikten sonra rezervasyon yaptığım Kösice’deki hostelime yerleştim. Oda arkadaşım rus genci ile biraz sohbet ettikten sonra Kösice merkezi gezdim. Şirin bir yer. Fakat arabaları çok hızlı ve sert kullanmaları dikkatimi çekti. Tekrar hostele döndüm yat temizliğinden sonra yatağa uzandığım gibi uyumuşum.
10.GÜN (11 HAZİRAN-PAZAR) Kahvaltıdan sonra Krakow’a doğru yola çıktım. Hafta sonu olduğu için oldukça hareketli idi. Bisikletli sayısı dikkatimi çekti. Uygun park yeri bulamadığım için Krakow’u aracımla gezdikten sonra Katowiçe doğru yola devam ettim. Otobanda TIR parkına girdim. Türk tırcı Metin ile tanıştık. Akşam yemeğini birlikte yerken sohbet ettik. Gece 02.00’de yola çıkması gerektiğinden iyi dilekler temennisiyle saat 23.00’te araçlarımıza çekildik. Mat üzerine uzandığım gibi uyumuşum.
11.GÜN (12 HAZİRAN-P.TESİ) Sabah uyandığımda yanımda duran karavandan bana türkçe seslendiler. Veli Bey ve eşi ile tanıştık. Kahve eşliğinde sohbetler ettik. Onları yolcu ettikten sonra hazırladığım kahvaltıyı yaptım. Eşyalarımı bagaja yerleştirdikten sonra Katowiçe’ye doğru yola çıktım. Katowiçe’yi gezdim, alışveriş yaptım. Oldukça temiz ve bakımlı bir kentti. Aracımı park yerinden alarak Warşova’a doğru yola devam ettim. 50 km. kala park alanında yatmaya karar verdim. Temizlik, akşam yemeği derken matıma uzandım. Planımı gözden geçirdim. Yarın Warşova’da kalmaya karar verdim.
12. GÜN (13 HAZİRAN-SALI) Alarmın çalması üzerine 09.00’da uyandım. Kahvaltımı yaptıktan sonra eşyalarımı yerleştirdim. Warşova’ya doğru yola çıktım. Arabayı park yerine park ettikten sonra Centrum hostele yerleştim. Odadaki Gürcü arkadaşla biraz sohbet ettik. Eşyalarımı odaya yerleştirdikten sonra Varşova merkezi gezdim. Yağmur yağınca hostele geri döndüm. Meksika soslu kurufasulye ile akşam yemeğimi yedikten sonra kahve, yeşil çay, internet derken saat 01.00’de uyumaya karar verdim.
13.GÜN (14 HAZİRAN-ÇAR.) Alarmın çalması ile 07.30’da uyandım. Sabah temizliği ve kahvaltı yaptıktan sonra şehri gezmeye devam ettim. Tekrar hostele dönerek check-out yaptım. Otopark süresini uzattım, şehrin diğer taraflarını gezmek için. Varşova’nın tarihi dokusu, temizliği, bakımlı ve düzenli olması dikkatimi çekti. Öğleden sonra Litvanya’ya gitmek için güzel şehir Varşova’dan ayrıldım. Polonya’nın alt yapısı çok düzgün bir şekilde tamamlanmış gibi. Polonya sınırını geçince yol tek şeride düştü. Yol kenarında park yerinde yatmaya karar verdim. Enerji ihtiyacımı giderdikten sonra matıma uzanarak gözlerimin kapanmasını beklerken uyumuşum.
14.GÜN (15 HAZİRAN-PERŞ.) Güneş ışınlarının arabaya vurması ile uyanmak zorunda kaldım. Hemen toparlanarak Kaunus’a doğru yola çıktım. Gölge bir yer bularak kahvaltımı yaptım. Önce Kaunus şehrini şöyle bir gezdim. Vilnius’a doğru yola devam ettim. Rezervasyon yaptığım Centro hosteli navigasyonla bularak yakındaki otoparka aracımı çektikten sonra girişimi yaptım. Beni ücretsiz otoparka yönlendirdiler. Hostel eski, tarihi bir binaydı. Oda havasızdı. Eşyalarımı yerleştirdikten yol yorgunluğunu giderdikten sonra arabamı ücretsiz otoparka bıraktım. Şehir merkezinin bir kısmını gezdikten sonra hostele geri döndüm. Akşam yemeği, wifi, çay, kahve derken yatmaya karar verdim.
15.GÜN (16 HAZİRAN-CUMA) Sabah temizliği, kahvaltı derken eşyalarımı toplayarak hostelden çıkış yaptım. Park yerindeki arabaya bagajlarımı yerleştirdikten sonra tekrar şehrin ikonlarını gezmeye başladım. Gedimino kalesine çıktım. Katedrali ve araç trafiğine kapalı olan çarşısını gezdim. Villius, temiz, özenli ve şirin bir kent. Öğeleden sonra Villius’tan ayrılarak Kaliningrad’a doğru yola çıktım. Önce Trakai denilen göl bölgesini gezdim. Gerçekten çok güzel bir gezi alanı. Yola devam ederek Marijampole’de mola verdim. Wifi kullanmak için cafeye girdim. Kahve içerken Okanla yazıştım. İnstagrama fotoları yükledim. İnternetten planlarımı gözden geçirdim. Güncellerimi yaptım. Cafeden çıktığımda yağmur yağıyordu. Arabayı park ettiğim alışveriş merkezinin park alanında yatmaya karar verdim. Akşam yemeğini yedikten sonra yağmur tıngırtısında uyudum.
16.GÜN (17 HAZİRAN-C.TESİ) 09.00’da alarmın çalması ile uyandım. Uyku tulumunu, matımı topladım. Tekrar cafeye giderek kahvemi içerken internetten planlarımı gözden geçirdim. Çünkü Kaliningrad’da navigasyon, internet sorunları olabilir. Yola çıkarak sınıra ulaştım. Sınırda güvenlik üst sınırda idi(Ukrayna-Rus savaşı). Üç ayrı yerde aracımı ve evrakları didik didik ettiler. 2 saatte sınırı zor geçtim. Yol çalışmaları nedeniyle saat 14.00’de Kaliningrad’a ancak vardım. Çok berbat, düzensiz ve bakımsız bir yerleşim yeri. Dünya Okyanus Müzesini gezdim. Şehir iç açıcı değildi. Bir an önce şehirden çıkmaya karar verdim. Çıkışta benzin aldım. Fakat kredi kartı işlevsiz oldu. Rublede yoktu. Euro teklif ettim. Kabul etmediler. Çalışanlardan biri euroyu ben rubleye çevirebilirim. Öylece anlaştık. Yola devam ederek navigasyonun çalışmaması üzerine saçma sapan yerlerden rast gele geçerek Sovyetsky sınırına gittim. Fakat kapalı idi. Tekrar giriş yaptığım sınıra yöneldim. Kybartai sınırında evrak eksik deyip sorun çıkardılar. Bende evraklarımın eksik olmadığını söyledim, fakat bir saat beni beklettikten sonra evraklarımı verdiler. Saat 23.30 olmuştu. Litvanya gümrüğünü geçtikten sonra navigasyon eşliğinde Riga’ya doğru yola koyuldum. 02.00’de petrol istasyonunda yatmaya karar verdim.
17.GÜN(18 HAZİRAN-PAZAR) 08.00’de alarmın çalması ile uyandım. Benzin aldım. Sabah temizliği yaptıktan sonra yola çıktım. Park yerine girerek kahvaltı yaptım. Yola devam ettim. Tekrar kahve molası verdim. Türk kahvesini yudumlarken notlarımı kontrol ettim. Eksik bilgileri tamamladım. Arabanın bakımlarını gözden geçirdim. Sorunsuz bir şekilde yola devam ederken yağmur eşliğinde öğleden sonra Riga’da rezervasyon yaptığım Escobar hostelin park yerine giriş yaptım. Otoparkı olması nedeniyle tercih ettiğim hostel çok berbattı. Hintliler çalıştırıyordu. Kendilerine benzetmişler. Biraz takıldıktan sonra şehir turu yaptım. Yollar genelde taş döşeliydi. Anıt alanında askeri töreni video aldım. Sahil kesimi hareketliydi. Göçmen (hintli çoğunlukta) ağırlıklıydı. Tekrar hostele dönerek parktaki arabamın içinden wifi bağlanarak planlarımı gözden geçirdim. İletişimde bulundum. Saat 23.00’te akşam olduğunda tekrar merkeze doğru yürüyüş yaptım. Hava kararmaya başlamıştı. Sokaklar boşalmıştı. Barlar ve cafelerde hareket vardı. Hostele döndüm. Yatak pek temiz olmadığı için yağmurluğumu yatağın üzerine serdim ve elbiselerimle uzandım. İnternete takılırken yorgunluktan uyayakalmışım.
18.GÜN(19 HAZİRAN-P.TESİ) Uyandığımda saat 09.10 geçiyordu. Hemen elbiselerimle banyoya girerek kendimi ve elbiselerimi güzelce sabunladıktan sonra temiz giysilerimi giyerek tekrar şehir turu yaptım. Alış veriş yaptıktan sonra hostele dönerek çıkış yaptım. Oldukça düz ve güzel bir yolda Baltık körfezini takip ederek Rannametsa’da dinlenme parkında gecelemeye karar verdim. Molada yemek, çay, kahve derken uyku tulumuna girerek uyumaya karar verdim.
19.GÜN(20 HAZİRAN-SALI) Alarmın çalması üzerine saat 09.00’da uyandım. Uyku tulumu ve matımı topladıktan sonra kahvaltımı yaptım. Tallinn’e doğru yola çıktım. Arabamı uygun bir park alanına çekerek rezervasyon yaptığım hostel ımageneste giriş yaptım. Eşyalarımı bıraktıktan sonra Tallinn’i gezmeye başladım. Gezerken arkamda bir gürültü oluştu. Dönüp baktığımda düşen skoterden kalkmakta olan iki genç kız gördüm. Kızlardan biri çenesini tutuyordu. Yardımcı olmaya çalıştım. Benden özür dilediler. Çarptıkları beton saksı olmasaydı bana çarpacaklardı. Yaban ellerde kazaya kurban gidecektim. Şehrin merkezini ve sahilini gezdikten sonra tekrar hostele döndüm. Telefon şarj olurken wifi üzerinden işlerimi hallettim. Tekrar çarşıyı gezerken arabanın yanına uğradım. Karavanlı Alman aile aracımı kendi yanlarına çekmemi istediler. Çünkü bulunduğum yer ücrete tabi imiş. Teşekkür ederek arabamı çektim. Helsinki geçişi için feribot hakkında bilgiler edindim. İnternetten 06.00 feribotuna rezervasyon yaptım. Hostele dönerken Adana kebabta akşam yemeğini yedim. Banyo, temizlik, internet derken 04.45’ alarmı kurduktan sonra ranza üstünde uykuya daldım.
20.GÜN(21 HAZİRAN-ÇAR) 04.45’te alarmın çalması ile uyandım. Resepsiyondan çıkış yaparken 10 euro depozitomu aldım. Arabayı aldıktan sonra D terminaline gittim. Fakat geçiş yapamadım. A terminalinden geçiş yapmam gerektiğini söylediler. Tekrar eski park yerime gelerek kahvaltı yaptım. A terminaline giderek 41 euro Eckerö line fery den saat 12.00’ye bilet aldım. Alış veriş yaptım. Benzin aldım. Saat 11.00’de limanda sıraya girdim. 14.00’de Helsinki’de feribottan inerek rezervasyon yaptığım hostel Cheap Sleepe yerleştim. Oldukça güzel ve temiz bir hostel. Tek dokunmatikle tüm kapılar açılıyor olması nitelikli. Temizlik ve dinlenmeden sonra Helsinki merkezi gezdim. Alt yapı çalışmaları olduğu için rahat gezemedim. Merkezde güzel ve özel binalar dikkat çekiciydi. 23.00’de henüz hava kararmamışken hostele döndüm. Akşam yemeğinden sonra dinlenmeye karar verdim. Yürüyerek şehri gezdiğim için yorgunluktan hemen uyumuşum.
21.GÜN(22 HAZİRAN-PER)09.30’da alarmın çalması ile uyandım. Mutfakta kahvaltı hazırladım. Kahvaltı yaparken meraklılarla kahvaltı üzerine sohbet ettik. Eşyalarımı toparlayıp hostelden çıkış yaparak bagaja yerleştirdikten sonra Turku’ya doğru yola çıktım. Turku’da arabayı park ettikten sonra Turku’yu gezdim. Temiz, düzenli ve güzel bir şehir izlenimi oluşturdu bende. Turku’dan ayrılarak Pori’ye doğru yola devam ettim. Pori küçük, şirin ve sakin bir şehirdi. Pori’den ayrılarak Vaasa doğru yol aldım. Karanlık olmamasına rağmen, havanın soğuk olması, geç vakit olması sokakta kimsecikler yoktu. Bende sakin şehri sakin bir şekilde rahatça gezdim. Oldukça düzenli ve güzel bir yerleşim yeri. Benzin alarak Oulu’ya doğru yola koyuldum. Saat 03.00’te kutup dairesi içerisinde olduğum için Güneş batmıyordu ama yorgunluktan uyumaya karar verdim. Kimsenin olmadığı petrol alanına girerek araç içerisinde uyku tulumuna girerek uyumaya çalıştım. Yanıma gürültülü bir araç yanaşınca uyandım. Beş genç içinden indi. Tedirgin oldum. Fakat biraz sonra tekrar gittiler.
22.GÜN(23 HAZİRAN-CUMA) Aydınlık olduğu için fazla uyuyamadım. Biraz uzandıktan sonra kahvaltımı yaptım. Saat 11.00’de yola çıktım. Oulu gerçekten çok güzel, temiz ve şirin bir yerleşim yeri. Oulu’dan ayrılarak Alta’ya doğru yola devam ettim. Oulu çıkışında benzin aldım. Fakat banka hesabıma baktığımda bir anormal ödeme dikkatimi çekti. İçeriden fatura istedim. Gerçekten faturada 150 litre değeri yazıyordu. Ben 30 litre almıştım. Nasıl düzeltilebileceği konusunda bilgi edinmeye çalıştım. Dil sorunu nedeniyle anlaşamadık. Türk olduğumu söyleyince telefonu bana verdiler. Karşımda türkçe konuşan bir arkadaş vardı. Burada limit olayı olduğunu farkın daha sonra hesabıma yatıralacağını söyledi. Konuşma sonunda toprağım bana uğrayabilir misin? Dedi. Kasadaki görevliye telefonu verdikten sonra navigasyonda arkadaşın yerini işaretledi. Teşekkür ederek arkadaşa doğru yola çıktım. Krunsi pizzada Aşkın arkadaşla çay eşliğinde sohbetler ettikten sonra yola devam etmek için ayrılacağımda bana yolluk pizza hazırlamıştı. Teşekkür ederek yola koyuldum. 02.00’de park alanında yatmaya karar verdim.
23.GÜN(24 HAZİRAN-C.TESİ) Sivrisinekler beni uyandırdı. Uyku tulumu içinde terlemiş ve sivriler tarafından emilmiş durumda arabayı havalandırdım. Akan nehirde şişelere ve duşluğa su doldurdum. Sabah temizliğimi yaptıktan sonra su dolu duşluğu Güneşe karşı aracın tavanına ısınması için koydum. Kahvaltımı hazırladım, afiyetle enerji yüklendim. Eşyalarımı toplayıp Alta’ya doğru yola çıktım. Göller ve nehir manzaraları eşliğinde güzel bir yolculuk yaptım. Kahve içmek için mola verdim. Duşluğu tekrar tavana yerleştirdim. Isınmış olan su ile çamaşırlarımı yıkadım. Tekrara yola koyuldum. Alta’ya vardım. Müze ve şehir gezisi yaptım. Hava oldukça soğuktu. Benzin alarak Norkapp’a doğru yola devam ettim. Yol ayrımında soğuk havada kat kat giyinmiş titremekte olan birisini gördüm. Ben kalorifer sıcağında yolculuk yaparken orada birisinin titremesi beni rahatsız etti. Durdum arabama davet ettim. Kabul etmedi. Geldiğim yöne gideceğini işaret etti. Bende fazla ısrarcı olamadım. Yola devam ederek 22.00’de Norkapp’a ulaştım. Tur otobüsleri, karavanlar, motosikletler, tur bisiletçileri nedeniyle oldukça kalabalıktı. Soğuk (3 derece) ve sisli bir hava vardı. Ortam çok güzeldi. Müze ilginçti, bölgenin tarihi geçmişi anlatılıyordu. Altyapı çok iyi oluşturulmuştu. Wifi çok hızlıydı. 02.00’de uyku tulumuna girerek uyku moduna geçtim.
24.GÜN(25 HAZİRAN-PAZAR)12.00’de fırtınanın arabayı sallaması ile uyandım. Dünkü kalabalık biraz azalmıştı. Ortalık sakindi. Lavaboda temizliğimi yaptıktan sonra mikrocambere dönerek kahvaltımı hazırladım. Kahvaltımı yaptıktan sonra matıma uzanıp planlarımı gözden geçirirken arabanın yanına bir araç yanaştıktan sonra küt diye çarpma ile araba sallandı. Camdan baktığımda yandaki aracın sağ ön kapısını benim aracın sağ arka tarafına çarptığını gördüm. Arabadan inip baktığımda karşı taraf özür diledi. Problem değil dedim. Dışarıda hava oldukça soğuk ve şiddetli rüzgar vardı. Tekrar arabanın içine girip matıma uzandım. Bu gece burada kalmaya karar verdim. Arasıra cafede wifiden işlerimi halledip tekrar arabaya dönüyordum. Rüzgar hafiflediğinde fiyortlarda yürüyüş yaparak vakit geçirdim. Akşam yemeği, çay, kahve derken karanlığın olmadığı yerde bi vakit uyumaya çalıştım.
25.GÜN(26 HAZİRAN-P.TESİ) Uyandığımda yerel saat 11.35’i gösteriyordu. Öncelikle lavaboya giderek sabah temizliğimi yaptım. Bugün oldukça kalabalıktı. Fazlaca tur otobüsü gelmişti. Tur otobüsleri, karavancılar, motosikletli ve bisikletli gezginler sürekli gelip gidiyorlardı. Çünkü 24 saat ziyaret edilebilir özellikteydi. Cafede wifi eşliğinde simcardıma kontür yüklemek istedim ama başarılı olamadım. Arabaya dönerek kahvaltımı yaptım. Buradan ayrılmadan önce çevrede yürüyüş yaptım. Saat 16.00’da buradan ayrılarak Tromso’ya doğru yola çıktım. Önce yakın olan Skarsvak’a uğradım. Şirin ve küçük bir yerleşim yeri olduğı için kısa bir tur yaptım. Genelde ren geyiği ve balıkçılık ile uğraşıyorlardı. Yola devam ederek daha önce tespit ettiğim mola yerinde park ettim. Sıcak suda çamaşırlarımı yıkadım. Akşam yemeği olarak meksika soslu hazır yemeğimi ısıttım ve yedikten sonra yeşil çayımı içtim. Tekrar güzel manzaralar eşliğinde Tromso’ya doğru yola devam ettim. Tromso’ya 150 km. kala park yerinde yatmaya karar verdim.
26.GÜN(27 HAZİRAN-SALI) Güneş ışınlarının arabaya vurması ile uyandım. Sabah temizliği, kahvaltı derken Tromso’ya doğru yola koyuldum. Tromso’ya vardığımda uygun bir yere aracımı park ettim. Çarşıyı gezerken Alanya Marketi görünce şaşırdım. İçeri girdim. Türkçe bilen varmı diye sordum. Alışveriş yapmakata olan bir arkadaşla tanıştırdılar. Sohbet ettik. Sim carda ihtiyacım olduğunu söyledim. Markette satılıyormuş. Hemen bir tane aldım. Takınca doldurmam gereken formlar olduğunu görünce, tekrar markete uğradım. Beni havaalanında avmde pizzacı olan Taner isimli arkadaşa yönlendirdiler. Arabaya binerek navigasyon eşliğinde yola çıktım. Fakat tünellere girince sinyal alınamadı. Örümcek ağı şeklinde olan tuneller kafa karıştırıcıydı. Tekrar tunelden dışarı çıkarak navigasyonda ne yönde gideceğimi öğrendikten sonra tekrar tunele girdim. Sonuca ulaştım. Arabamı park yerine çekip alışveriş merkezine girdim. Pizzacı Taner’i buldum. Simcard konusunda yardımcı olabilir misin deyince, ben bu tip simcardlardan anlamıyorum. Dedi. Ama oturun, wifiden çözmeye çalışın. Bende pizza söyledim. Simcard işini başaramadım. Çünkü birsürü doküman istiyor. Baktım sıkıntılı, bilgilerimide vermek istemedim. Sıcacık gelen pizzamı yerken Taner’le sohbet ettim. Tromso’ya yerleştiğini söyledi. İzmir’li arkadaşı ile sohbet ettikten sonra müsaade istedim. Pizza parasını ödemek isteyince ısrarla almayacağını belirtti. Ama böyle olmazki her gelenden para almazsan işini yürütümezsin deyince buraya yılda bir veya iki Türk ancak gelir demesi üzerine vedalaşarak oradan ayrıldım. Tromso’yu turladıktan sonra Narvik’e doğru yola koyuldum. Yolda otostop yapan bir genci aldım. Narvik’e gidiyormuş. Alman gencin adı Ole idi. Ole ile sohbet ederek Narvik’e ulaştık. Park yerinde Ole sırt çantasını alarak kamp yeri bakmaya gitti. Bende saat 23.00’e kadar gün ışığında Narvik’i gezdikten sonra Trondheim’e doğru yola çıktım. Benzin alarak yola devam ettim. Sakin bir yolda fiyortları izleyerek güzel bir yolculuk yaptım. Skarberget denilen yerde yol bitti. Liman vardı. Önümde bir karavan vardı. Bende feribotu beklemeye başladım. Saat 01.00 oldu. Bu ara günlüğümü yazmaya başladım. Camımı birisi tıklattı. Camı açmamı işaret etti. Bir bayandı. İsminin Natali olduğunu söyledi. Adımı sorunca cevap verdim. Rus olduğunu ingilizce konuştuğunu, beni Norkapp’ta gördüğünü söyledi. Konuştuktan sonra arkamdaki araca bindi. Yanında erkek vardı.Tuvalete gitmek için dinlenme salonuna gittim fakat kapılar açılmadı. Elimle dokunmatiklere temas edilince tüm kapılar açıldı. Dışarısı oldukça soğuk, içerisi ise oldukça sıcaktı. Salonda tlf şarj ederken ikili geldi. Kendi aralarında konuşurken erkek olan dışarı çıkınca Natali bana otostop yaptığını söyleyince hatırladım. Nordkapp’a çıkarken gördüğüm üşüyen kişiydi. Yanındaki erkeğin erkek arkadaşı olmadığını, otostop için arabasına aldığını söyledi. Eğer Bodo’ya gideceğimi söyleyip ondan ayrılmayı, benimle gelmek istediğini söyledi. Bende Bodo’ya gitmeyeceğimi söyleyince, nerede kapm yapacağımı sordu. Bende yolda herhangi bir yerde yapacağımı söyledim. Feribot yanaşınca salondan ayrılarak araçlarımıza bindik. Feribota binince telefonda temazsız kartla para çekiyorlardı. Pos cihazları yoktu. Benim kartımdan çekemeyince kron istedi. Kronum olmadığını euro verebileceğimi söyledim. Kabul etmedi. Israr ettim. Nafile. Yinede feribota aldılar. Feribot limana yanaşınca yola devam ettik. Nataliler önde ben arkada peşpeşe uzun süre yol aldık. Onlar petrole girince ben devam ettim. Epey yol aldıktan sonra bir park yerine girerek yorgunluk gidermek için uyumaya karar verdim. Uyku tulumunu açarken korna çalıp geçtiler. Saat 05.30 olmuştu.
27.GÜN(28 HAZİRAN-ÇAR) Uyandığımda saat 11.00’ lerdeydi. Toparlandıktan sonra hemen parktan çıkarak wc’si olan park yerinde mola verdim. Tuvalet çok temiz ve aynı zamanda sıcak suyu vardı. Önce kahvaltı hazırladım. Kahvaltımı yaparken gelen gidenin galiba dikkatini çektiği için selamlaşmalar ve sohbetler oluyordu. Kahvaltıdan sonra müsait olduğunda çamaşırlarımı yıkadım. Arabanın yağına suyuna baktıktan sonra yola devam ettim. Kuzey Kutup Dairesinde mola verdim. Oldukça ziyaretçisi vardı. Özellikle karavancıların durak yeri oluyordu. Tekrar yola devam ederek çok güzel bir park yerinde mola verdim. Yeşil çay eşliğinde sarımsaklı çıtır, bisküvi, kuru yemiş yedikten sonra kahve içerek dinlenirken simcard işini başaramayınca kendi simcardımı yurt dışına açtım. İlk işim TRT FM dinlemek oldu. Karavancı aille ile sohbet ettik. Küçük arabada nasıl uyduğumu merak ettiler. Bende arabanın microcamber, benimde microman olduğumu söyleyince güldüler. Müzik eşliğinde yola devam ederek 00.30’da Trondheim’e vardım. Araba ile şehir turu attım. Kimsecikler yoktu. Hava henüz kararmak üzere iken Oslo’ya doğru yola devam ettim. WC olan park yerinde mola verdim. 02.00’den matıma uzandığım gibi kendimden geçmişim.
28.GÜN(29 HAZİRAN-PER) Uyandığımda saat 11.38’i gösteriyordu. Wcde sıcak su ile temizlik yaptım. Bankta hazırladığım kahvaltımı yaptım. Kirli olan t-shortleri yıkadım. Kahve içtikten sonra eşyaları toparladım. Aracın yağına,suyuna, lastik basınçlarına baktıktan sonra Oslo’ya doğru yola koyuldum. Navigasyon beni çiftşeritli yoldan tek şeritli yola yönlendirdi. Oldukça virajlı ve dar bir yoldu. Manzaranın güzelliği zorluğu hissettirmiyordu. Fakat benzinin yeterli olamayacağı hissi beni tedirgin ediyordu. Çok küçük yerleşim birimlerinden geçerek dağın zirvesine ulaştım. Kayak merkezinde eski bir petrol vardı. Otomattan benzin alma işini başaramadım. Marketteki kadından yardım istedim. O da uğraştı fakat başaramadı. Diğer pompaya yanaşmamı söyledi. Nihayet benzini alınca rahatladım. Sisli yollarda devam ettikten sonra göl kenarında mola verdim. Meksika soslu fasulyeyi ısıtarak yedim. Yeşilçay, kahve içiminden sonra saat 22.00’de park yerinden ayrıldım. Oslo’ya 206 km kala markette alışveriş yaptım. Tekrar güzel manzaralar eşliğinde yola devam ettim. Oslo’ya 60 km. kala uyumaya karar verdim. Saat 01.00 olmuştu. Arabayı park ettikten sonra havalı matın üzerinde uyku tulumuna girdim. Alarmı 04.00’e kurduktan sonra uyku moduna geçtim.
29.GÜN(30 HAZİRAN-CUMA) Alarmın çalması ile 04.00’te uyanarak Oslo’ya doğru yola devam çıktım. 05.00’de Oslo’ya ulaştım. Arabayı park ederek erkenden şehri gezmeye başladım. Gar, kale, opera, çarşılar derken saat 11.00’de Stokholm’a doğru yola koyuldum. Çakmağın gazı bittiği için kahvaltı yapamadım. Park yerinde yoğurt yulaf karışımı yemek zorunda kaldım. Tekrar yola devam ederek gördüğüm alışveriş merkezini parkına arabayı park ettim. Alışveriş yaptım ve çakmak aldım. Benzin aldıktan sonra yola devam ettim. Stokholm’a 160 km. kala güzel bir park yerinde uyumaya karar verdim. Alarmı 03.00 kurduktan sonra, matları açmadan arka koltuklarda uyumaya çalıştım.
30.GÜN (1 TEMMUZ-C.TESİ) Alarmın çalması üzerine Stokholm’a doğru yola çıktım. 05.30’da Stokholm’a vardım. Hafta sonu ve erken saat olması nedeniyle sakin şehri arabayı park ettikten sonra gezmeye başladım. Çok güzel binalar vardı. Özellikle araç trağine kapalı olan caddeler oldukça güzeldi. Saat 11.30’da Göteburg’a doğru yola çıktım. Güzel bir mola yerinde hazırladığım kahvaltımı yaptım. Biraz dinlenirken uyuya kalmışım. Uyandığımda saat 17.00 olmuştu. Yola devam ettim. Benzin alamk için istasyona girdim. Tırcılar bana plakadan dolayı birader diye hitap ettiler. Kendilerinin Arnavut olduklarını söylediler. Benzin aldıktan sonra yola devam ettim. Akşam kararmadan saat 22.30’da mola yerinde konserve balık, yeşil çay içtim. Alman karavancı ile sohbet ettik. Tekrar yola devam ederek Göteburg’a 150 km. kala mola yerinde uyumaya karar verdim.
31.GÜN(2 TEMMUZ-PAZAR) Mola yerinde uyandığımda sabah temizliği ve kahvaltı yaptım. 11.00’de yola çıkarak saat 13.00’de Göteburg’a vardım. Göteburg’u araba ile turladıktan sonra Malmö’ye doğru yola koyuldum. Malmö’ye 60 km. kala park yerinde yatmaya karar verdim.
32.GÜN(3 TEMMUZ-P.TESİ) Alarmın çalması ile saat 06.00’da uyandım. Toparlandıktan sonra Malmö’ye doğru yola çıktım. Arabayı uygun bir yere park ettim. Şehir merkezini gezeken sağanak yağmura yakalandım. Aniden ve şiddetli yağması nedeniyle arabaya gidene kadar ıpıslak oldum. Arabayı park yerinden alarak sakin bir yerde ıslak giysilerimi kuru giysilerle değiştirdikten sonra Kopenhagen’a doğru yola koyuldum. Ücretli köprüyü geçtikten sonra arabayı park yerinde bırakarak şehir merkezini dolaştım. Benzin alarak tekrar yola devam ettim. Mola yerinde geç kalan kahvaltımı hazırladım. Enerjimi aldıktan sonra Hamburg’a doğru sık sık molalar vererek TRT FM dinleyerek yolculuk yaptım. Danimarka’dan Almanya’ya feribotla geçiş yaptım. Hamburg’a 100 km. kala park yerinde yatmaya karar verdim. Bookingten Hamburg’da yarın için rezervasyon yaptım. Yemek, internet, sosyal medya derken uyku tulumuna girerek uyku moduna geçtim.
33.GÜN(4 TEMMUZ-SALI) Park yerinde kahvaltımı yaptıktan sonra yola çıktım. Otobanda giderken kulaklıktan Okan arkadaşımla konuşurken dikiz aynasında arkamda polis arabasını gördüm. Beni takip ediyordu. Bir süre sonra sollayıp önüme geçti. Aracın üstündeki ışıklı tabelada yazılar çıkmaya başladı. Solly, follow, customs gibi. Bende kendilerini takip etmeye başladım. Sinyal vererek sağdaki yola saptılar. Bende saptım. Biraz gittikten sonra tekrar sağa sinyal verdiler, bende verdim. Yoldan sağa döndüğümde ıssız, çıkmaz bir alana girdik. Polis aracının yanına aracımı çektim. Araçtan iki erkek, bir kadın polis indi. Bende selam verip indim. Türk’müsün dediler. Almanca biliyor musun diye sordular. Bilmediğimi söyledim. İngilizce konuştular. Erkek polis pasaportu istedi. Nereden gelip nereye gittiğimi sordular. Anladığım kadarıyla cevap vermeye çalıştım. Arabada sigara, alkol, uyuşturucu madde olup olmadığını sordular. Bende ingilizce temiz bir adam olduğumu söyleyince güldüler. Kadın polis eldivenleri takıp bagajı açmamı söyledi. Aracı tepeden tırnağa aradılar. Arama bittikten sonra ‘teşekürler temiz adam’dediler. Ayrıldılar. Bende yoluma devam ettim. Navigasyondan hosteli bularak gelen şifreden anahtarı alarak odama girdim. Eşyalarımı odaya taşıdım. Öncelikle yol yorgunluğunu gidermek için hemen duş alıp yatağa uzandım. Necdet’i aradım. Konum istedi. Fakat işyerinin tersi yöndeydi. İşlerinin yoğun olduğunu konum atsam gelir misin? Dedi. Konumuna ulaştım. Dominos pizza salonuydu. Oldukça yoğun çalışma temposu vardı. Bir taraftan siparişleri hazırlarken bir taraftan da sohbet ettik. Bana vejeteryan pizza hazırladı. Saat 22.30’da işi bitince arabasına binerek Hamburg’u gezdik. Saat 01.30’da ayrıldık. Oldukça yorgun olduğum için yatağa uzandığım gibi uyumuşum.
34.GÜN(5 TEMMUZ-ÇAR) 09.00’da alarmın çalması ile uyandım. Kahvaltımı hazırladım. Enerji aldıktan sonra odadaki eşyalarımı topladım. Arabanın bagajına yerleştirdim. Check-out yaptıktan sonra park yerinden arabayı alarak Berlin’e doğru yola koyuldum. Berlin’e varmadan kamp yapmayı düşündüğümden sık sık park yerlerinde mola verdim. Ekmeğim olmadığı için mola yerinde nohutlu pilavı alkol ocağında ısıtıp yedim. Yola devam ederek Berlin’e 70 km. kala yatmaya karar verdim. Saatin alarmını 06.00’ya ayarladıktan sonra TRT-FM müzik eşliğinde uyudum.
35.GÜN(6 TEMMUZ-PER) Alarmın çalması ile uyandım. Haşladığım yumurtaları kahvaltı niyetine yedim. Eşyalarımı bagaja yerleştirdikten sonra yola çıktım. Navigasyonda konumlandırdığım Kruzberg’e semtine 07.30’da ulaştım. Aracı ara sokakta uygun olan yere park ettim. Önce Kruzberg’i gezdim. Türk mahallesi olduğu için herhangi bir sıkıntı yaşamadan karnımı doyurdum, alışveriş yaptım. Berlin kent merkezini, yahudi anıtlarını, parlementoyu, Berlin duvarını gezdim. Cam kuleye rezervasyon dolu olduğu için çıkamadım. Berlin şehir merkezini gezdikten sonra Kruzberg’de arabaya binerek Prag’a doğru yola çıktım. Çıkışta benzin aldım. Yola devam ederek mola yerinde dinlendim. Yeşilçay eşliğinde bir şeyler atıştırdım. Kahvemi içtikten sonra yola revan oldum. Biraz dinlenmek için park yerinde mola verdim. Adanalı Türk aile ile sohbet ettik. Bana baklava ikram ettiler. Hayırlı yolculuklar temennisiyle parktan ayrıldık. Saat 23.30’da Prag’a 50 km. kala park yerinde uyumaya karar verdim. Mat üzerine öylece uzandım. Fakat gece üşüyünce uyku tulumunu öylece üstüme aldım. Yorgunluktan derin uyumuşum.
36.GÜN (7 TEMMUZ-CUMA) Güneş ışıklarının arabaya vurması ile uyandım. Kahvaltı hazırladım. Kahvaltı yaparken yanıma Türk aile geldi. Sohbet ederken polis geldi. Benimle ilgili bir şeyler söyledi ama ben anlamadım. Arkadaş tercüme etti. Benim vinyetimin olmadığını ve ceza ödemem gerektiğini söylediler. 40 euro ceza kestiler. Hayırlı yolculuklar temenisiyle ayrılarak Prag’a doğru yola çıktım. Hostel rezervasyonu yaptım. Yola devam ederek hostele 2.5 km kala park yerine arabayı bıraktım. Çantamı alarak hostele giriş yaptım. Duş alıp dinlendikten sonra Prag merkezi gezmeye çıktım. Oldukça kalabalıktı. Adım sayarımı açtım. Saat 21.30’a kadar gezdim. Tam 23 km yol yürümüşüm. Hostele dönerek mutfakta akşam yemeği olarak yoğurtlu yulaf, yeşil çay içtim. Kahve eşliğinde internete girerek planlarımı gözden geçirdim. 00.30’da yatmaya karar verdim. Yatağıma uzandığım gibi uyumuşum.
37.GÜN(8 TEMMUZ-C.TESİ) Alarmın çalması ile 08.30’da uyandım. Sabah temizliği yaptıktan sonra yeşil çay eşliğinde kahvaltı yaptım. Kahve içtikten sonra sırt çantamı yüklenerek hostelden çıkış yaptım. Çantamı arabaya bıraktıktan sonra tekrar park yeri ücreti yatırarak Prag surlarını gezmeye başladım. Güzel bir yürüyüş rotası oldu. Saat 13.30’da arabayı park yerinden alarak Viyana’ya doğru yola çıktım. İlk mola yerinde benzin aldım. Arabayı gölge bir yere çekerek dinlenmeye çekildim. Yola devam ederek Viyana’ya 50 km. kala park yerinde uyumaya karar verdim. Hava sıcak olduğu için mat ve uyku tulumu kullanmadan arka koltuklara uzandım. İnternette gezindikten sonra alarmı 05.00’e kurdum. Uyku moduna geçtim.
38.GÜN(9 TEMMUZ-PAZAR) Alarmın çalması ile 05.00’de uyandım. Lavaboda sabah temizliği yaptktan sonra yola çıktım. Yolda giderken maden suyu ile bisküvi yiyerek enerji edindim. 07.00’de Viyana merkeze ulaştım. Arabayı park ettikten sonra yürüyerek şehir merkezini gezmeye başladım. Hafta sonu ve erken vakit olması nedeniyle sakince şehir gezisi yaptım. Tarih müzesini iki saatle hızlı bir şekilde ancak gezebildim. Özellikle resim bölümü çok güzeldi. Uygulamaya baktığımda 27 km. yürümüşüm. Saat 15.00’de Viyana’dan ayrıldım. Hava sıcak olduğu için mola verdim. Ağacın gölgesi altına park ettim. Ton balıklı, nohutlu kuru fasulye ile karnımı doyurduktan sonra çay demleyip içtim. Biraz dinlendikten sonra kahve içtim, internette gezindim. Budapeşte hakkında bilgiler edindim. Planlarımı gözden geçirdim. Uygulamadan hostelde rezervasyon yaptım. Hava serinleyince yola çıktım. Hostele varınca giriş yaptım. Arabayı hostelin parkına bıraktım. Duş alıp temizlendikten sonra hazırladığım akşam yemeğini sohbetler eşliğinde yedim. Akşam olunca Budapeşte’yi yürüyerek gezdim. 22.00’de hostele döndüm. Kahve eşliğinde hostelde kalanlarla sohbetler ettik. Çantamı bana ayrılmış olan kırgız çadırına bıraktım. Yat temizliği yaptıktan alarmı saat 09.00’a kurdum. Bahçede internete takıldıktan sonra kırgız çadırındaki yatağıma uzandığım gibi uyumuşum.
39.GÜN(10 TEMMUZ-P.TESİ) Alarmın çalması ile uyandım. Kahvaltı yaptıktan sonra Buda ve peşte gezisine devam ettim. Kale, köprüler, meclis binası, çarşıları saat 16.00’a kadar gezdim. Budapeşte gezisini tamamladıktan sonra hostele dönerek park yerinden aracımı aldım. Çıkışta benzin alarak Belgrad’a doğru yola çıktım. Gümrükte karkaşa dolu sıra bekleyişinden sonra rezervasyon yaptığım hostele ancak 01.00’de varabildim. Yorgun olduğum için duş alıp hemen yatağıma uzandım.
40.GÜN(11 TEMMUZ-SALI) Alarmın çalması ile 09.30’da uyandım. Kahvaltı yaparken sohbetler ettik. Murat isminde arkadaşla daha uzun sohbet ettik. Uzun süre burada yaşadığını söyledi. Şehir merkezine birlikte gidebileceğini söyledi. Bende hazırlanarak beraber 31 nolu otobüsle sohbet ederek şehir merkezine gittik. Şehir merkezinde ayrıldık. İnternetten gezilebilecek yerlere bakındım. Kale, Tesla müzesi ve şehir merkezini gezdikten sonra hostele dönerek saat 17.00’de Belgrad’dan ayrıldım. Sırbistan ve Bulgar gümrüklerini sıra bekleyerek sorunsuz geçtim. Gece 01.30’da tır parkında yatmaya karar verdim. Arka koltuklara uzanarak uyumaya çalıştım.
41.GÜN(12 TEMMUZ-ÇAR) Güneş ışınlarının arabaya vurması ile uyandım. Kahvaltımı yaptıktan sonra Edirne’ye doğru yola çıktım. Gümrüklerden sorunsuz geçtikten sonra benzin alarak Edirne’de bulunan tanıdıklara uğradım. Havanın çok sıcak olması ve klimanın arızalı olması nedeniyle izin alarak 22.30’da Edirne’den ayrılarak gecenin serinliğinde İstanbul’a doğru yol aldım. Fakat yolda yediklerimden olsa gerek (ikramlar çok karıştı, mide fesadına uğradım) sindirim sisteminde sorun oluştu. Yavuz Sultan Selim Köprüsünü geçtikten sonra benzin istasyonunda yatmaya karar verdim.
42.GÜN(13 TEMMUZ-PER) Midem atlüst olmuştu. İstifra etmem gerekiyordu. Yoksa düzelemiyecektim. Sabah temizliği yaptıktan sonra arabanın yağını suyunu kontrol ettim. Maden suyu içerek yola devam ettim ama rahatsızlığım gitgide artıyordu. Mola yerine park ettim. İstifra ederek rahatladım. Yoğurt yedikten sonra yola daha rahat devam edebildim. Saat 14.30’a Ankara’da evime ulaştım.
Böylece 42 günde, 13.580 km. yol alarak 17 Ülke geçerek ANKARA-NORDKAPP-ANKARA turumu tamamlamış oldum.
Yorumlar
Yorum Gönder