AKDENİZ BİSİKLET TURU
AKDENİZ BİSİKLET
TURU(28 MART-28MAYIS 2024 60 GÜN 3600 km)
1.GÜN-28MART
PERŞEMBE: Tüm hazırlıklarımı tamamladıktan sonra 01.30’da bisikletle Ankara
Terminaline ulaştım. 02.30 Kamil koç otobüsüne bilet aldım. 30 nolu koltukta
motor sesi eşliğinde kötü bir yolculuk sonunda 10.30’da İstanbul Esenler
otogarında bitti. Alpar firmasından Tiran için 15.00 otobüsüne bilet aldım.
15.00 de 16 saat süreceği belirtilen Tiran yolculuğumuz sorunsuz bir şekilde başladı.
3.GÜN-30 MART
C.TESİ: 08.30’da uyandım. Hazır olan kahvaltımı yaptım. Bisikletin bagajlarını
yerleştirdikten sonra çalışanlarla vedalaşarak hostelden ayrıldım. Özellikle
çalışan Barış arkadaşıma iyi dileklerimi ilettim. Saat 12.00’e kadar Tiran
merkezini tekrar bisikletle gezdikten sonra Durres’e doğru yola koyuldum. Yoğun
trafik içerisinde 40 km.lik yolu 2.5 saatte zor aldım. Durres’e vardığımda ilk
iş Bari feribotuna bilet almak oldu. Feribot 22.00’de hareket edeceği için bol
vaktim var. Durres’e daha önce de gelmiş olduğumdan fazla değişiklik yoktu.
Sahil kesiminde bisiklet yollarının yapılmış olması sevindirici. Durres’in
altını üstüne getirdim. Türkçe bilen börekçide sohbet ederken enerji yüklendim.
Derken 21.00’de porta geldim. Gümrük polisi İtalyan vizemin olmadığını
belirtince yeşil pasaport için vizeye gerek olmadığını söyleyince beni
bekletti. Bir yerleri aradıktan sonra feribota geçişime izin verdi. Bisikletimi
garaj bölümüne sabitledikten sonra ekonomi bölümüne yerleştim. 4’lü koltuklar
üzerine matlarımı sererek uzandım. (56 km)
İTALYA
4.GÜN-31 MART
PAZAR: 08.00’de Bari limanına indim. Fransız bisikletçi arkadaşla birlikte
pasaport kontrolünden geçtik. Sabah sessizliğinde Bari içinde tur attık.
Güzergahlarımız farklı olduğu için ayrıldık. Bari’yi gezdikten sonra trenle
Foggia yolculuğu başladı. İstasyonda beraber trene bindiğimiz bisikletli
arkadaş Alexis ile sohbet ettik. Ara istasyonda Alexis’le vedalaştık. Foggia’da
trenden indim. Şehir pazar günü olması nedeniyle oldukça sakin ve temizdi.
Sadece göçmenler vardı. Biraz alışveriş yaptım. Fas’lı Hüseyin’den simcard
aldım. Foggia’dan ayrılarak Napoli’ye doğru yola koyuldum. Yol kenarında
bulunan restoranda mola verdim. Çalışan kadına kamp yeri sordum. İşletmenin
bahçesinde kalabileceğimi söyledi. Bunun üzerine bende domates soslu makarna
siparişi verdim. Soslu makarnayı maden suyu eşliğinde yedikten sonra çadırımı
kurarak dinlenmeye çekildim. (50 km)
5.GÜN-01 NİSAN
P.TESİ: 07.00’de uyandım. Sabah temizliği yaptıktan sonra eşyalarımı bagajlara
yerleştirdim. Sabah kahvesini içerek işletme sahibi kadına teşekkür ederek
ayrıldım. Sakin bir yolda ilerleyerek Grottaminarda’ye geldim. Telefonum şarj
olurken market sahibi ile sohbet ettik. Otomobil yolunu kullanabilir miyim?
Sorusuna bugün pascalya tatili sorun olmayacağını söyledi. Otomobil yolunu
kullanarak devam ettim. Pratola Serra’yı geçtikten sonra arka lastiğim patladı.
Yoğun trafik gürültüsünde lastiğimi tamir ettikten sonra yola devam ettim.
Avellino’ya 5 km. kala lastiğim tekrar patladı. İç lastiği değiştirdikten sonra
tekrar yola çıktım. Yağmur bulutlarını görünce en yakın yerleşim yeri olan
Avellino’ya saptım. 20.00’de şehre giriş yaptım. Yağmur altında otel aradım. En
yakın otel 80E isteyince iş başa düştü. Yerel yaşlı vatandaştan çadır için
uygun yer sorduğumda beni şehir merkezindeki parka getirdi. Kendisine teşekkür
ettim. Biraz beklemeye karar verdim. Bu arada etli nohutlu yemek ile açlığımı
giderdim. Parkta gezen Gürcü aile ile tanıştım. Türkçe sohbet ettik. Yağmur
tekrar başlayınca aceleyle çadırımı kurdum. Yarı ıslak halde dinlenmeye
çekildim. Alarmı 06.40’a kurdum. (82 km)
6.GÜN-02NİSAN
SALI: 06.40’ta alarmın çalması ile uyandım. Islak eşyalarımı kurularından ayırarak
özenle bagajlara yerleştirdim. Çadırı, uyku tulumunu ve matları çantalarına
yerleştirdim. Parkta köpek gezdiren vatandaşa wc sorunca karşıdaki barda
olduğunu söyledi. Barda kahvemi içtikten sonra ihtiyacımı giderdim. Yola
çıktım. Çıkışta petrol çalışanına bataryalarımı şarj edebilir miyim deyince
bana prizi gösterdi. Batarya şarj olurken ıslak giysileri kurumaları için güneş
gören yerlere serdim. Günlüğümü yazarken kahvaltımı yaptım. Çalışan arkadaş kahve
ikramında bulundu. Sohbet ettik. Saat 12.00’de arkadaşa teşekkür ederek
vedalaştım. Markette alışveriş yaptıktan sonra yola koyuldum. 18.00’de
Pompei’de bahçeli bir hostele yerleştim. (67 km)
7.GÜN-03NİSAN
ÇARŞAMBA: 08.30’da uyandım. Kahvaltı yaptıktan sonra bagajları yerleştirdim.
Hostelde kalanların soruları üzerine sohbet ettik. 09.30’da hostelden ayrılarak
Pompei antik şehrine gittim. Bisikleti dışarda park ederek antik şehri
gezdikten sonra Napoli’ye doğru yola çıktım. Yoğun trafik, taşlı yollar,
bisiklet yolları oldukça yorucuydu. Hopestel Secret Garden denilen 3. Katta
bulunan hostele yerleştim. Bisikleti hostelde çalışan arkadaşla zorlanarak bahçeye
çıkardık. Duş aldıktan sonra şehri gezmeye çıktım. Oldukça gürültülü ve karmaşa
bir şehir. Akşam hostele döndüm. Makarna balık ile akşam yemeğini yedikten
sonra bahçede biraz takıldım. Yorgunluğumu gidermek için yatağıma uzandım. (30 km)
8.GÜN-04NİSAN
PERŞEMBE: Alarmın çalması ile 08.30’da uyandım. Yeşilçay eşliğinde peynir, zeytin
ve ekmekle kahvaltımı yaptım. Bagajlarımı yerleştirdikten sonra Sorrento’ya
doğru yola koyuldum. Meta yerleşimini geçerek Sorrento’ya ulaştım. Trafiğe
kapalı sokak oldukça güzel ve şirindi. Camping Nube d’Argento’da Vezüv’e karşı
çadırı kurdum. Akşam yemeği olarak etli nohut yedikten sonra çay eşliğinde
kuruyemiş keyfinden sonra duş, çamaşır, şarjlar derken 23.30’da uyku tulumuna
girerek dinlenmeye çekildim. (56 km)
9.GÜN-05 NİSAN CUMA: 08.00’de uyandım. Sabah temizliğinden sonra kahvaltımı yaptım. Kahve keyfinden sonra çadırı ve eşyalarımı bagajlara yerleştirdim. 10.30’da kamp alanından ayrılarak Amalfi’ye doğru yola çıktım. Deniz kıyısında güzel manzaralar eşliğinde güzel bir yer olan Positano’yu geçtikten sonra yola devam ederek 14.00’de Amalfi’ye ulaştım. Biraz dinlendikten sonra yola devam ederek liman şehri olan Salerno’yu geçtim. Kamp yerinde dinlenmek için çadırımı kurdum. (71 km)
10.GÜN-06NİSAN
C.TESİ: 08.00’de uyandım. Nemden her şey ıpıslaktı. Sabah temizliğinden sonra
yoğurtlu çorba ile kahvaltımı yaptım. Çadırımın kuruması üzerine 09.30’da
kamptan ayrılarak Sapri’ye doğru yola çıktım. Navigasyondaki bisiklet yolları
gidilecek gibi değildi. Yolu uzatıyor ve dağlardan geçiriyor. Anayola
girdiğimde görevli geldi, yolun bisiklet için yasak olduğunu söyledi. Mecburen
bisiklet yoluna saptım. Ama oldukça zorlandım. 850 ve 750 m.lik tepeleri aştığım
için karanlığa kaldım. Bir köyden geçerken barın önünde bulunan sarhoş gençler
yolumu kesti. Fotoğraf çekilip para istediler. Paramın olmadığını söyleyince
İtalyanca bir şeyler söylediler ve yola devam ettim. 21.00’de Sapri’ye ulaşabildim. Bisiklet
yolları gidilecek gibi değildi, tren soruşturdum. 07.37’de Paolu’ya yer buldum.
Görevli bana mat üzerinde yatabileceğim yer gösterdi. Alarmı 07.00’ye kurdum ve
dinlenmek için matıma uzandım. (136 km)
11.GÜN-07NİSAN PAZAR: 07.37’de Sapri-Paola trenine bindim. Paola’da tekrar trene binerek Villa San Giovanni’den fery ile Messina’ya geçtim. Böylece Sicilya seyahatim başlamış oldu. Messina’dan Taormina’ya doğru yola koyuldum. Elektrik vermeyen camping La Focetta Sicula’dan anlaşamadan yola devam ederek 21.00’de Taormina’ya zor bir çıkışla varabildim. Hotel Innpiero’da kaldım. (46.5 km)
12.GÜN-08NİSAN P.TESİ: Otelin kahvaltı salonunda hazır olan kahvaltıyı yaptıktan sonra 10.00’da Taormina’dan ayrılarak Etna’nın doğusundan geçerek etrafını dolaşmak için yola çıktım. Çok güzel bir çeşmede su içmek için mola verdiğimde aracıyla gelen Salvo ile tanıştım. Çukurova dizisini izlediğini söyleyince şaşırdım. Etna eteğindeki çeşmeden akan su soğuk ve harikaydı. Bronte’ye 9 km kala Etna yanardağının batı eteğinde, çeşmenin olduğu yerde çadırımı kurdum. Akşam yemeği için ton balıklı makarna yedikten sonra çay, kahve derken dinlenmek için matıma uzandım. (58 km)
13.GÜN-09NİSAN SALI:
Sakin ve güzel doğa içerisinde uyuduğum için 08.20’de kendiliğimden uyandım.
Çeşme başında kahvaltımı yaptım. Çadırımı ve eşyalarımı toparlayarak bisikletin
bagajlarıma yerleştirdim. Ayrılırken karavanla kamp yapan Alman iki bayanla
sohbet ettik. Bisiklet yolundan gitmemi önerdiler. Bende navigasyonu açarak
bisiklet yolundan gitmeye çalıştım ama çok kötü patikalara girdim. Eşek bile
gitmez. Hangi eşşek bisiklet yolu diye entegre etmiş. Bisikleti itekleyerek,
sırtlayarak çıkardığım çimenlik tepede mola vermek zorunda kaldım. Mola yerinde
araç içerisinde oturan adının Batrice olduğunu söylediği bayanla sohbet ederken
bende kahvaltı hazırladım. Kahve ikramımı kabul etmedi. Bana çikolata ikram
etti. Kahvaltımı bitirdikten sonra Batrice arabası ile tarla yollarından
geçirerek beni ana yola çıkardı. Kendisine teşekkür ettikten sonra ayrılarak Katanya’ya
doğru yola çıktım. Yolda beni geçen ekipler yoldan çıkmam için beni uyardılar
ama ben yine de yola devam ederek 15.00’de Katanya’ya ulaştım. Urbanpop hostele
yerleştim. Bisikleti 3.kattaki hostele asansörle çıkardım. Duş aldıktan sonra
Katanya merkezi gezdim. Alışveriş yaptıktan sonra hostele döndüm. Akşam
yemeğini yedikten sonra yatağıma uzandım. Gerekli planlamaları gözden
geçirdikten sonra uyku moduna geçtim. (48
km)
14.GÜN-10NİSANÇARŞAMBA:
08.00’de uyanarak kahvaltı yaptım. Ramazan bayramının 1.günü olması nedeniyle
mesajlarla kutladım. Odada Türkçe konuşan Erdem ile tanıştım. Siraküza’yı
gezmek için hostelde bir gün daha kalmaya karar verdim. Saat 10.00 otobüsüne
binerek Siraküza’ya gittim. Tarihi yerleri ve doğal güzelliklerini gezdikten sonra
15.00 otobüsüne binerek tekrar Katanya’ya geldim. Hostelde bir şeyler
atıştırdıktan sonra Catanya’yı tekrar gezdim. Akşam olunca hostele döndüm akşam
yemeğini yedikten sonra günlüğümü yazdım. Planları gözden geçirdim. Erdem’le
sohbet ettik. Yat temizliğinden sonra uyumak için yatağa uzandım.
15.GÜN-11NİSAN PERŞEMBE: 08.30’da alarmın çalması ile uyandım. Kahvaltımı yaptıktan sonra önce eşyalarımı, sonra bisikletimi 3.kattaki hostelden indirdim. Apartman girişinde bagajlarımı yerleştirirken genç bir kadın bana bir şeyler söyledi, anlamadığımı belittim. Portekizce konuştuğunu belirtince uygulamadan sohbet ettik. Beni hostelde gördüğünü tanışmak istediğini belirtti. Adının Patrick olduğunu Brezilya’da yaşadığını ama olursa Sicilya’da yaşamak istediğini söyledi. İnstagram arkadaşı olarak ayrıldık. Bagajlarımı yükledikten sonra Palermo’ya gitmek için önce otobüslere bakarken adının Tuncer olduğunu söyleyen bey ve ailesi ile tanıştım. Otobüs olmayınca Messina aktarmalı tren bileti aldım. Tren saatine kadar güzel Katanya’yı tekrar gezdikten sonra trene binerek önce Messina’ya geldim. Bir arkadaşın yardımıyla Palermo treninin kalkacağı platforma geçip trene bindim. 20.05’te Palermo’ya ulaştık. Uygulamadan bulduğum hostele yerleştim. Yemek, temizlik derken yorgunluktan uzandığım yatakta uyuyakalmışım.
16.GÜN-12NİSAN CUMA: 08.30’da alarmın çalması ile uyandım. Kahvaltı
yaptıktan sonra bagajlarımı yüklenerek pis hostelden ayrıldım. Tunus’a
geçebilmek için porta gittim. Grimaldi firması çalışanı yeşil pasaportun vizeye
tabi olup olmadığını kontrol için polis merkezine gitmemi söyledi. Görevlilere
gerekli açıklamalarda bulunarak yeşil pasaportun devlet tarafından belirli
derecelere gelmiş memurlara verildiğini söyleyince sorun olmadığını
belirttiler. Tekrar firmaya giderek sorun olmadığını belirttim. O zaman bileti
gidiş-dönüş almak zorundasın demeleri üzerine itiraz ettim fakat tek yönlü
bilet veremeyeceklerini belirtince (yarın için) mecburun gidiş-dönüş bilet
almak zorunda kaldım. Limandan ayrılarak Palermo merkezi gezdim. Tarihi
mekanlar oldukça kalabalıktı. Kafede enerji yüklendikten sonra şehir dışındaki
La Playa kamp alanına doğru yol aldım. Güzel kamp alanına giriş yaptıktan sonra
çadırımı kurdum. 4 dakikalık duş hakkımı kullandım. Hazırladığım balık
konserveyi yedikten sonra demlediğim çayı içtim. Çamaşırlarımı yıkadıktan sonra
alarmı kurdum. 21.00’de çadırıma çekilerek uyku tulumuna uzandım.(25 km)
İtalya’da Napoli
hariç gezdiğim yerleşim birimleri oldukça güzeldi. Fakat şehirler arası
bisiklet yolları bazı yerlerde oldukça kötüydü ve yol almak mümkün olmuyordu.
Ana yola girdiğimde görevliler ve polisler sürekli uyarı yapıyorlardı. O
nedenle bazı yerleri trenle geçmek zorunda oluyordum. Trenlerde bisikletle
yolculuk yapmak oldukça rahattı.
Gümrükte sorgulama uzun sürdü. 2 saat sonra pasaportumu verdiler. Daha önce uygulamadan rezervasyon yaptığım Nomads hostele doğru gece yolculuğu yaptım. Gece 02.30’da hostele vardım. Zile basınca kapıyı açtılar. Bisikleti garaja koyduktan sonra sessizce duş alıp hemen yatağıma uzandım. (45 km)
20. GÜN-16 NİSAN SALI: Alarmın çalması ile 09.00 uyandım. Kahvaltı yaptıktan sonra bagajlarımı yüklenerek daha önce belirlediğim tarihi ve turistik yerleri gezerek Sousse doğru yola koyuldum. (Kasbah, medina, George sebastian Villası) Yolda enerji yüklendikten sonra saat 17.00 de Booking rezervasyon yaptırdığım Der Hkaïem oteline giriş yaptım. Butik otel çok özenli ve temizdi. Duş, temizlik, bisiklet bakımı, akşam yemeği derken 22.00’de yatağıma uzandım. (90 km)
21. GÜN-17
NİSAN ÇARŞAMBA: 09.10 da uyandım. Sabah temizliği yaptıktan sonra bagajlarımı yüklenirken
çalışanların nazik kahvaltı ikramını kabul ederek biraz daha ortamda takıldım.
Saat 11.00 gibi hakem butik otelden vedalaşarak ayrıldım. Sousse merkezi,
kaleyi, mozaik müzesini, çarşıyı gezdikten sonra Monastır’a doğru yola
koyuldum. Monastır’ın güzel kalesini ve temiz şehrini gezdikten sonra vakit
erken olduğu için El Jem’e köy yollarından pedallamaya karar verdim. Köy
cafelerinde takılarak saat 18.30 da El Jem’e ulaştım. Julius otel çalışanı
Türkçe konuşarak bana yardımcı olabileceğini söyledi. Fiyatta indirim yaparak,
güzel bir oda vererek yardımcı olduğu için teşekkür ettim. Artık günün
yorgunluğunu gidermenin vaktidir. (93 km)
22. GÜN-18 NİSAN PERŞEMBE: Saat 9.30 da El Jem’deki Julius otelden ayrıldım. Su ve ekmek aldıktan sonra Safakes’e doğru yola koyuldum. 35 km. yol aldığımda zeytin ağacının gölgesindekahvaltı yaptım. Yeni enerji ile yola devam ederek öğlen sonra Safakes’e ulaştım. Market alışverişi yaptıktan sonra hotelde bir geceliğine apart kiraladım. Duş aldıktan sonra çay-kahve eşliğinde atıştırdım. Çok erken olduğu için biraz oyalandım. Planlarımı gözden geçirdim. Herhangi bir aksaklık yoktur. Yarın daha fazla yol alabilmem için iyice dinlenmeye zamanım var. Akşam yemeği için peynirli makarna yapmayı düşünüyorum. Tv de Türk dizisi hercai var. Arapça versiyonunu izledim. Sevilen diziler kültür geçişlerinde oldukça etkili oluyor. Tunus’ta karşılaştığım bazı kimseler Türk olduğumu anlayınca hemen Türkçe kelimeler söylüyorlar. Nereden öğrendin diye sorunca dizileri izlediklerini söylüyorlar. (72 km)
25.GÜN-21 NİSAN
PAZAR: Gece bağırsak rahatsızlığı nedeniyle iki defa çadırdan ayrıldım. 08.10
da uyandım. Peynir, zeytin eşliğinde çayla kahvaltı yaptım düzelme
düşüncesiyle. Eşyaları toparlayarak bagajlara yerleştirdikten sonra saat 10.00
da Djerba’ya doğru yola çıktım. Fakat sol-ön çaprazımdan öyle sert rüzgâr esiyordu
ki ilerlemekte ve dengemi korumakta zorlanıyordum. Bir feribot geçişi yaparak 60
km lik yolu 8 saatte alabildim. Cafeler de sık sık molalar vererek 18.00 de
Wostel Djerba’ya ancak ulaşabildim. Gerçekten çok yoruldum akıl karı değil.
Wostelde ilgiyle karşıladılar. İki gün kalırsam ancak kendimi toparlayabilirim
düşüncesindeyim. Duş aldıktan sonra hemen yatağıma uzandım. Akşam yemeği hazır
olduğunu bildirince dinlenmeye ara verdim. 14 kişilik testi yemeği hazırlamışlardı.
Sohbetler eşliğinde afiyetle yemeklerimizi yerken Türkçe bilen arkadaşlarla
sohbetler ettik. Çayımı içtikten sonra yat temizliği yaptım. İyi geceler temennisiyle
yatağıma uzandım. (60 km)
27.GÜN-23NİSAN SALI:
09.40 ta uyandım. Sabah temizliğinden sonra eşyaları bagajlara yerleştirdim.
Hazırlanmış olan
kahvaltıyı yaptıktan sonra arkadaşlarla vedalaşarak yola çıktım. Önce Houmt
Souk denilen bölgeyi ziyaret ettim. Çok hareketli ve turist kalabalığı vardı. Çarşılarını
gezdikten sonra Medenin’e gitmek için limana yöneldim. Feribotla adayı geçerek
yola devam ettim. Sakin ve güzel
biryolda molalar
vererek saat 18.30 da Medenin’e ulaştım. Düzensiz ve her yer çöplüktü. Ayşe
otele yerleştim. Duş aldıktan sonra marketten aldığım gıdalarla ihtiyacımı
giderdim. Çamaşırlarımı yıkadım. İnternete takıldım. Planlarımı gözden
geçirdim. Yarın Tatavin denilen yerde neler yapmam gerektiği konusunda bilgiler
edindim. Yorgunluğumu gidermek için yatağa uzandım. (82 km)
29.GÜN-25 NİSAN PERŞEMBE: 09.10 da uyandım. Hafif kahvaltı yaptıktan sonra bagajlarımı yüklenerek otelden ayrıldım. Önce su aldım. Gabes’e doğru yola koyuldum. Kettana da öğle yemeğini yedikten sonra saat 15.30 da Gabes’e ulaştım. Bookingten bulduğum aparta yerleştim. Duş aldıktan sonra çamaşırlarımı yıkadım. Bisikletin bakımını yaptım. Ön çamurluğun kadroyu tutan parçası kırıldığı için çamurluğu sökmek zorunda kaldım. Dışarı çıktım. Bu saatte ekmek olmayacağını söylediler. Aracı olan bir arkadaş hem Fransızca konuşuyor hem de el kol hareketleri yaparak beni arabasına bindirdi. Biraz yol gittikten sonra beni ekmek ve pasta satılan mini bir dükkâna getirdi. Beni beklememesini işaret ettim. Teşekkür ettim. Alışveriş yaptıktan sonra pastaları mutfakta çay eşliğinde atıştırdım. Kahve içtim. Yatağıma uzanarak hem dinlendim hem de sosyal medyaya takıldım. Derken saat 23.00’da yatağıma uzandım. (86 km)
30.GÜN-26 NİSAN CUMA: 08.05 de alarmın çalması ile uyandım. Termosta bulunan çay eşliğinde ekmek arası peynir ile kahvaltı yaptım. Eşyalarımı bagajlara yükleyerek Kebili’ye doğru yola çıktım. Yolun sakin ve düz olması, rüzgârın arkadan esmesi yolu rahat almamı sağladı. Yolda iki defa kahve molası verdim Kebili girişindeki markette alışveriş yaptım. Kampta ihtiyacım olanları sadece aldım. Kebili içinde ilerlerken bir araç sürekli beni takip ediyordu. Kenarı çekilerek geçmesi için daha fazla alan bıraktım. Araç beni geçtikten sonra önümde durdu. İçinden inen bir kişi bir şeyler söyledi, anlamadım.Uygulama üzerinden konuştuk. Bisiklet derneğinin olduğunu, Douz’da misafir edebileceklerini söyledi. Haritadan baktım 30 km. Zaten 118 km yapmışım. Batarya şarjım olduğu için kabul ettim. Bisikleti arabaya alalım dedi ama arabada çoluk çocuk var. Kalabalık. Navigasyondan işaretleyin ben gelirim. Adresi aldıktan sonra kontrol ettim. Düştüm yola 1,5 saat sonra Douz girişinde beni karşıladılar. Takip ettim, derneğe vardık. Sohbet ettik. Dernek başkanı geldi tanıştık. Beni yemeğe davet etti. Yemeğe giderken yolda plastik bidonlardan bir bardak sıvı ikram etti. Ne olduğunu sorduğumda palmiye suyu olduğunu söyledi. Gerçekten ferahlatan bir içimi vardı. Yemekten sonra motorla çöl kısmını gezdik. Sonra tekrar derneğe geldik. Akşam olduğu için sabah görüşmek üzere vedalaştık. Ben de duş aldıktan sonra yatağa uzandım, yarın için araştırmalar yapmak üzere. Fakat fazla uzun sürmedi yorgunluktan kendimden geçtim. (147 km)
32.GÜN-28NİSAN PAZAR: Eğlenceli bir ortama düşmüşüm. Gece rahatsız oldum. Yediğim bir şey midemi altüst etti. Çıkarınca rahatladım. Ama uykumu alamadım. Saat 10.00 da yataktan kalktım. Çok halsiz hissediyorum. Duş alırsam biraz düzelirim düşüncesi ile duşa girdim. Yavaşça hiçbir şey yemeden yola çıktım. 10 km pedalladıktan sonra Tuzer’e vardım. Otogara gittim. Acaba Kayravan’a otobüs var mı? Diye sorduğumda evet cevabını alınca rahatladım. Bisikleti bagaja ücreti karşılığında alabileceklerini söylediler. Teşekkür ettikten sonra kalacak yer aramaya başladım. Lofti camping gittim fakat kapalı idi. Yoldan geçen bir arkadaştan yakınlarda kalabileceğim bir yer biliyor musunuz? Diye sorunca yardımcı olabileceğini söyledi. O arızalı motorunu ben de bisikleti itekleyerek otele geldik. Resepsiyon da bir şeyler konuştular ve pasaportumu vererek giriş yaptım. Arkadaşa teşekkür ettim. Hemen duş alıp yatağa uzandım. Eksik kalan uykumu tamamladım. İyice dinlendikten sonra çöl tozu olan giysilerimi yıkadım. Mide rahatsızlığını gidermek için bir şeyler atıştırdım. Biraz daha iyi hissediyorum. Sürekli yatakta kalmaya karar verdim. Kendimi iyice toparlamam gerekiyor. (16 km)
33.GÜN-29 NİSAN P.TESİ: Saat 9.00`da uyandım. Sabah kahvaltısı yaptıktan sonra eşyaları bagajlara yükleyerek otelden ayrıldım. Otogara gittim. Tunus için bilet aldım. Saat 11.00’de otobüs hareket etti. Zorlu bir yolculuktan sonra saat 18.20’de Tunus’a ulaştım. Booking den rezervasyon yaptığım Dar Ali adlı Hotele yerleştim. Bir şeyler atıştırdıktan sonra duş alıp hemen yatağa uzandım. (30 km)
35.GÜN-01 MAYIS ÇARŞAMBA: 08.30 da alarmın çalması ile uyandım. Çorba yaptım. Poşet ekmeğim küflü çıktığı için yiyemedim. Sıcak çorba, biraz meyve atıştırdıktan sonra bagajlarımı yükledim. Fatma hanım uyandı. Vedalaşarak Bizerte’ye doğru yola çıktım. Büyük bir alışveriş merkezinde alışveriş yaptım. Biraz atıştırma yaptıktan sonra yola revan oldum. Saat 16.10 da Bizerte’ye ulaştım. Booking den rezervasyon yaptırdığım otele yerleştim. Duş aldıktan sonra çarşıyı gezdim. Tekrar otele dönerek dinlenme için yatağa uzandım. Planlarımı gözden geçirdim. Yarın Tunus’un sınır şehri Tabarka’da olmayı planladım. (63 km)
36.GÜN-02 MAYIS PERŞEMBE: Alarmın çalması ile uyandım.
Kahvaltı salonunda kahvaltı yaptıktan sonra bagajlarımı yüklenerek Tabarka’ya
doğru yola çıktım. Kamp ocağı için üç eczaneye etil alkol sordum olmadığını
söylediler. Çok sakin yeşil örtüyle kaplı bölgelerden geçerek ilerledim. Yemek
molası verdim. Enerjimi yüklendikten sonra yola revan oldum. 18.30 da Tabarka’ya
ulaştım. İki otel bisikletin güvenliğini sağlamayacağı için kabul etmediler.
Les Aiguilles otel bisikleti koyabileceği güvenli yeri olduğunu belirtince
odama bakıp kalmaya karar verdim. Bisikleti yerleştirdikten sonra gerekli eşyaları
alarak odama çıktım. Duşumu aldıktan sonra yatağıma uzandım. Yol, manzaralı ve
sakin olunca fazla yorulmadım. Yarın Cezayir’e geçeceğim için evraklarımı
kontrol ettim. Umarım sıkıntısız geçerim.(128,58 km)
Tunus’un insanları
çok yardımsever. Bisikletli olmam, ayrıca Türk olduğumu öğrenince ilgileri daha
çok oluyor. Türkçe konuşanlar çıkıyor. Türk dizilerini beğeni ile izlediklerini
söylüyorlar. Tunus ve aile ekonomisi zayıf olan bir ülke. Turistik bölgeler
hariç çöp kutuları yok. Çöpler her yerde. Hijyen yetersiz. Temizlenmek için duş
aldığında saçlarım yapış yapış oluyor. Temizleniyorum mu kirleniyorum mu fark
edemedim. Marketlerde istediğini bulamayabilirsin. Özellikle peynirler genelde
Fransız markalı ve oldukça pahalı. Beslenmede oldukça zorlandım. Kilo kaybı
yaşadım. Bağırsak enfeksiyonu geçirdim. Ülkenin yolları güzel. Şehirlerarası
trafik yoğun değil, oldukça sakin. Şehir merkezlerinde kural yok, tam bir kaos
yaşanıyor. Sokak hayvanları pek az, onlarda yetersiz beslenmeden çok zayıflar.
Yaşam sürelerinin kısa olacağını düşünüyorum.
TUNUS-19
gün 1410 km
Sınırda kısa bir sorgulamadan sonra Cezayir’e hoş geldiniz diyerek pasaportumu verdiler. Teşekkür ederek Cezayir ülkesine girmiş oldum. El kala denilen küçük bir yerleşim yerinden sim kart aldım. Mursi’nin önerisi üzerine otel esahele yerleştim. Duş aldıktan sonra yorgunluğumu gidermek için yatağa uzandım. Bir şeyler atıştırdım. Akşam yemeği için peynirli makarna yaptım. Çay, kahve faslından sonra yarın için Annaba’ya gitmeyi planladım. (43 km)
38.GÜN-04 MAYIS C.TESİ: Alarmın çalması ile uyandım. Yumurta haşladım. Sabah kahvaltısından sonra eşyaları bagajlara yerleştirdim. Annaba’ya doğru yola çıktım. Sakin ve yeşil örtülü doğada yolculuk yaptım. Mola verdiğim yerlerdeki insanlarla sohbetler ettik. Yolda helva eşliğinde enerji edindim. Saat 15.40 ta Annaba’ya giriş yaptım. Bir otomobil sürücüsü beni durdurdu. Uygulamadan bisikletle ilgili olduğunu, sohbet etmek için Cafe ye davetini kabul ettim. Araçlarını takip ettim. Bir cafede durdular. Fatma ve ailesi ile tanıştım. Kendisinin hentbol antrenörü olduğunu söyledi. Sohbetten sonra ayrılırken bir şeye ihtiyacım olduğunda arayabilmem için tlf no verdi. Nazik ve ilgili davranmaları nedeniyle kendilerine teşekkür ettim. Çarşıda gezinirken üç bisikletli yanıma gelerek sohbetler ettik. Bir yerleri telefonla aradılar. Bisiklet dernek başkanının beni beklediğini söylediler. Navigasyondan adresi okeyleyerek derneğe ulaştım. Dernek başkanı beni karşıladı. Misafirleri olabileceğimi söyledi. Ayrıca yerel gazeteye röportaj verip vermeyeceğimi sorunca kabul ettim. Röportaj bitince dernek başkanı Bilal ile misafir edileceğim 10 km uzaklıktaki otele pedalladık. Otele yerleştikten iki saat sonra Annaba’nın meşhur böreğini tatmak için Bilal ve Malek ile yerel bir mekâna gittik. Zengin içerikli yağda kızartılmış börekti. Beni tekrar otele getirdiler. Teşekkür ederek vedalaştık. Saat 23.43 olmuştu. Artık dinlenmeliyim. (96 km)
39.GÜN-05 MAYIS PAZAR:
08.10 da alarmın çalması ile uyandım. Kahvaltı salonuna indim. Kahvaltı yaptıktan
sonra eşyalarımı alıp otelin parkında bulunan bisikletin bagajlarına yükleyip misafir
edildiğim otelden ayrıldım. Bazilika ve Antik alanı gezdikten sonra Konstantin’e
doğru yola çıktım. Üç mola sonrası 18.30 da Konstantin’e ulaştım. Fakat bookingden
rezervasyon yaptığım hostel Rhumel şehrin dışında ve en yüksek konumda olunca
bayağı zorlandım ve zaman kaybettim. Saat 22.30’da verilen konuma ulaştım ama
kimseyi bulamadım. Oradan geçmekte olan genç arkadaşa durumu anlatınca tlf
ederek iletişime geçti. Nihayet hostel sahibi olduklarını söyleyen iki kız otomobil
ile gelerek tek misafir olan bana anahtarı vererek ayrıldılar. Gerçekten çok
temiz bir hosteldi. Önce yorgunluğumu gidermek için duş aldım. Çamaşırlarımı
yıkadım. Bir şeyler atıştırdım. Bisikletin her tarafını gözden geçirdim. Bagajımın
bağlantı yeri kırılmıştı. Cırt kelepçe ile sağlamlaştırdım. Çay ve kahve
içtikten sonra yatağa uzandım. Yorgunluktan uyuyakalmışım. (160 km)
41.GÜN-07 MAYIS SALI: 08.20 de alarmın çalması ile uyandım. Sabah temizliğinden sonra İbrahim ileevden ayrıldık. Sabah kahvaltısı için pastaneye takıldıktan sonra alışveriş merkezindeki mağazaya geldik. Bagajlarımı düzenledim. İyi dileklerle vedalaşarak El Eulma’ya doğru yola çıktım. Yolda tanıştığım Ahmed isimli arkadaş foto çektikten sonra bana para uzattı. Almak istemedim. Israr etti lütfen benim adıma kahve içiniz deyince kabul etmek zorunda kaldım. Batarya şarjlarım yetersiz olduğu için bir cafede mola verdim. Böylece öğle sıcağını da biraz olsun geçirmiş olurum. Kahve ve çay eşliğinde bir şeyler atıştırırken Cafeye gelenlerin sorularını cevaplamaya çalıştım. Ödeme yapmak istediğimde cafe sahibi siz bizim misafirimizsiniz deyince önce kabul etmedim, ama ısrarlı olunca teşekkür ederek saat 15.00 de cafeden ayrılarak yola revan oldum. 25 km yol almışken hafif yağmura denk gelince ilk cafeye oturdum. Gelen arkadaşlarla sohbetler ettik. Yağmur dinince yola çıkmak için kasaya yöneldiğimde hesabımın ödendiğini söyleyince şaşırdım. Kimin ödediğini sorunca sohbet edenlerden birisi olduğunu söylediler. O arkadaş tekrar gelirse teşekkürlerimi lütfen iletmelerini söyleyip yola devam ettim. Yolda beni geçtikten sonra önümde duran araçtan inen iki bey işaret ederek durmamı istediler. İşaret dili ile foto çekilmek istediklerini belirttiler. Foto çekildikten sonra nereye gittiğimi sorunca otel bakındığımı söyledim. Kendilerini takip etmemi işaret ettiler. Biraz ilerledikten sonra bir otele geldiğimizi fark ettim. Araçtan inerek benimle resepsiyona geldiler. Arapça bir şeyler konuştular. Resepsiyondaki arkadaş burada kalmaktan memnuniyet duyacağını söyledi. Odamı gösterdi. Ücretini ödedikten sonra bisikleti depoya koymama yardımcı oldu. Diğer iki arkadaşa teşekkür ettikten sonra odama giderken resepsiyondaki arkadaş kahvaltıyı birlikte yapabileceğimizi söyledi. Teşekkür ettim. Odamda önce duş aldım. Çamaşırlarımı yıkadıktan sonra açlığımı bastırmak için ekmek arası peyniri meyve suyu eşliğinde tükettim. Yatağa uzanarak yorgunluğumu gidermeye çalıştım (63 km)
43.GÜN-09 MAYIS PERŞEMBE:08.40 da alarmın çalması ile uyandım. Abdulmecid geldi. Birlikte kahvaltıya gittik. Tekrar misafirhaneye geldik. Ben eşyaları bagajlara yerleştikten sonra teşekkür edipvedalaştık. Önce merkez bankasına gittim. Başka bankaya yönlendirdiler. Yönlendirilen bankadaki personel içtenlikle yardımcı oldular. İş bankası kartından para çekemedim. Yapı kredi bankası kartınıdeneyince para çekebildim. İş bankası işlemlerinde genelde sorun çıkıyor. Bordj Bou Arreridj şehrine doğru yola çıktım. Yol sakin ve düzdü. Fakat rüzgâr sert ve üşütüyordu. Booking den bulduğumotele yerleştim. Yorgunluğumu gidermek için duş aldım ve çamaşır yıkadım. Oldukça erken olduğundan dinlenmek için bolca vaktim var. Tüm eksikliklerimi tamamladım. Otel oldukça temizdi. (75 km)
46.GÜN-12 MAYIS PAZAR: Alarmın çalması ile uyandım. Eşyaları bagajlara yerleştirdikten sonra Cezayir merkeze doğru yola çıktım. Alger ferry acentasına uğradım. Yakın zamanda Alicante’ye feribot olmadığını en yakın 16 mayısta Marsilya olduğunu söylediler. Planlarımı değiştirmek zorunda kaldım. 3000 bisiklet toplam 49.000 Dinar bilet olunca rezervasyon yapıyor musunuz diye sorunca farklı cevaplar alınca kafam karıştı. Beklememi söylediler ama 2 saat bekledim ses çıkmayınca Cezayir merkezi gezerek kalacak yer aradım. Öneri üzerine bir otele yerleştim. Eskimiş bir otel ama merkezde olması ve bisikleti odama almam olumlu idi. Dinlenmek ve planlarımı gözden geçirmek için yatağa uzandım. (56 km)
47.GÜN-13 MAYIS P.TESİ: Saat 09.10 da uyandım. Cafe de kahvaltı yaptıktan sonra acenteye gittim. Sıra numarası (53) aldım. 12.20 de sıra bana geldi. Görevli arkadaşın samimi davranışı dikkatimi çekti. Rezervasyon yaptı. 28.000 dinar ödeme yapmam için 24 saat süre olduğunu belirtti. Ben hemen bankamatik arayışına başladım. Cezayir de kredi ve banka kartı pek kullanılmıyor. Genele yakın nakit çalışılıyor. O nedenle bankamatik çok az ben ancak visa olan bir matik buldum. Parayı çekip şirkete ödeyip bileti alınca rahatladım. 16 Mayıs saat 12.00 Marsilya feribotunda yerim var. Artık Cezayir başkenti rahat gezebilirim. Önce Notre Dame of Africa kilisesi, kasbah, Dar el Hassane yi gezdim. Şehir merkezini turladım. Cezayir şehri neredeyse tamamen Fransız mimarisi ile oluşmuştu. Çoğu bina eskimiş olmasına rağmen güzeldi. Restorasyon geçiren binalar harikaydı. Şehirdeki tüm Fransız binaları restorasyondan geçmiş olsa harika bir şehir olur diye düşündüm. Akşam yemeği sonrası sahilde gezinti yaptıktan sonra otele geldim. Dinlenmek için yatağa uzandım.
49.GÜN-15 MAYIS ÇARŞAMBA: Uyandığımda saat 09.40 gösteriyordu.
Sabah temizliğinden sonra dışarı çıktım. Süt eşiğinde kahvaltı yaptıktan sonra Hamma
botanik parka doğru yola koyuldum. Gerçekten çok güzel bir park. İki saat takıldıktan
sonra limana doğru yola çıktım. Kasbahı tekrar ziyaret ettim. Liman girişine
baktım. Yarın kolaylık sağlasın diye. Yolculuk için dinarları harcayarak
alışveriş yaptım. Otele geldim. Dinlenirken tlf şarj ettikten sonra tekrar çarşıya
çıktım. Karnımı doyurduktan ve eksikliklerimi tamamladıktan sonra tekrar otele
döndüm. Bagajlarımı düzenledim. Uykum gelene kadar oyalandım.
50.GÜN-16 MAYIS PERŞEMBE: Alarmın çalmasıyla 07.20 de uyandım. Sabah temizliği yaptıktan sonra bagajlarımı topladım. 08.45 de otelden ayrıldım. Pastanede kahvaltı yaptım. Böylece son dinarları harcamış oldum. Limana yöneldim ilk uğradığım kapıdaki görevli ikinci kapıya gideceğimi söyledi. İkinci kapıya gittim onlarda birinci kapıya tekrar gönderdiler. Asansörle yolcu katına çıkardılar. Feribot saatine kadar beklerken sohbetler yaptık. 3-4 yaşlarında cin gibi bir kız çocuğunun bisikletime tırmandığını gördüm. Pedallara basmaya, gidonu tutmaya, seleye oturmaya çalıştı. Babası fotolarını çekti. Biraz oyalandık annesinin yanına gitti. Pasaport kontrolünden sonra bagajlarımı ve bisikleti x-ray den geçirdiler. Birkaç yerde kontrolden geçtikten sonra nihayet feribota binebildim 12.00 de kalkması gereken feribot 16.00’da ancak harekete geçti. Cezayir kurumsallaşmanın olmadığı bir ülke olunca işler karışıyor. İnsanları yardımsever, Türklere karşı ayrıca sempatileri var. Bisikletli olunca sempatileri daha da artıyor. Feribotta ekonomi biletim olmasına rağmen resepsiyona danışmaya gittiğimde beni kabine aldılar. Kabinde dört yatak, dolaplar, banyo ve tuvalet bulunuyor. İki arkadaş daha geldi. Sohbetlerinden arkadaş oldukları anlaşılıyor. Yorgunluktan biraz uyumak istedim. Ama arkadaşlardan biri egzozu patlamış dizel motor gibi horluyordu. Baktım olacak gibi değil kafeteryaya takıldım. Bakalım 24 saat yolculuk nasıl geçecek. Tekrar kaçınılmaz olarak kabine döndüm. Ahmed arkadaş da durumun farkında ama pek de yapılabilecek bir şey yok. Saat 23.00 de horlama artınca kafeteryaya gittim. Hem bir şeyler atıştırırım, hem de vakit geçiririm diye. Fakat o ne kafeteryayı kapatıyorlar. Horultu eşliğinde uyumak zorundayım. Gece arkadaşı iki defa uyandırdık. Pozisyon değiştirdik. Böylece sabahı zor ettik. (CEZAYİR 13 GÜN-852 km)
FRANSA-MARSİLYA
51.GÜN-17 MAYIS CUMA: Sabah uyanınca duş aldım. Yatağa uzandım. Kabin arkadaşlarım Marsilya Limanına girmiş bulunuyoruz deyince hemen toparlandım. Saat 12.00 de feribot Marsilya limanına yanaştı. Eşyaları alarak bisikletin yanına gittim. Eşyaları bagajlara yerleştirdikten sonra feribotun kapısının açılmasını bekledim. Açılınca ilk ben karaya çıktım. Hiçbir sorun yaşamadan gümrük memuru Türk arkadaşla biraz sohbet ettikten sonra booking den rezervasyon yaptırdığım hostele navigasyon eşliğinde ulaştım. Puanını hak etmeyen bir hostel. Benim önceliğim bisikleti koyabileceğim yeri olması. Bisikleti hostele bırakıp terlikle şehir içi turu atarak gezmeye başladım. Önceliğim para çekme, sim kart almak. Para çektikten sonra Türk restoranda patlıcan musakka ve bulgur pilavı ile hasret giderdim. Ortamda bulunan T.C. vatandaşları ile sohbet ettik. Tekrar yaya olarak önce tren garına, sonra sahildeki katedrale gittim. Marsilya’nın güvenli olmadığını söylediler. Yabancı dil olarak en çok Arapçanın konuşulduğu bir şehir olduğunu belirttiler. Tekrar hostele döndüm. Duş aldıktan sonra yatağıma uzandım. İnternet ortamında planlarımı gözden geçirdim. Yarın Marsilya’da birkaç yere uğrayıp alışveriş yaptıktan sonra Toulon’a doğru yola çıkmayı planladım.
52.GÜN-18 MAYIS C.TESİ: Rahat uyuyamadığım için hostelden ayrıldım. Önce Lyca Mobile aldım. Türk lokantasında çorba içip tatlı yedikten sonra birkaç tarihi yerleri gezip Toulon’a doğru yola çıktım. Toulon’un güzel sahili hafta sonu olması nedeniyle oldukça kalabalıktı. Toulon dışında uygulamadan bulduğum çadır kampa doğru yol aldım. Oldukça uzak ve ıssız yerlerden geçerek ormanın içindeki kampa ulaştım. Kimsecikler gözükmüyordu. Köpek havlayınca kampta kalan karavancılar geldi. Kampta kalıp kalamayacağımı sordum. Telefonla kamp sahibini aradılar. Kamp işletmecisi ile anlaşarak belirlediği alana çadırı kurdum. Bir şeyler atıştırdıktan sonra matıma uzandım. (96 km)
53.GÜN-19 MAYIS PAZAR: Saat 12.00 de eşyalarımı topladıktan sonra kamp
alanından ayrılarak Saint Tropez’e doğru yola çıktım. Sahil yolu oldukça güzel
ve manzaralı idi. Saint Tropez’i gezdim. Oldukça güzel bir yerleşim yeri. Fakat
yol kenarındaki otellerde boş yer bulamadım. Otel bulasıya kadar yola akşam
karanlığında devam ettim. Yolda bisikleti kaydırdım. Yol kenarındaki çite
başımı vurdum. Kask sayesinde bir şey olmadı. En sonunda saat 23.00 de Frejus’de
otele yerleşebildim. (90 km)
54.GÜN-20 MAYIS P.TESİ:
Hava kapalı ve rüzgârlı yağmur yağma ihtimali var. Saat 11.00 de otelden
ayrıldım. Frejus şirin, güzel ve sakin bir yer. Otel çıkışında bisiklet
kullanan kadınlarla sohbet ettik. Cannes doğru yola çıktım. 40 km gösteriyor.
Bisiklet yolunu takip ettiğimde beni dağ başında patikaya getirdi. Geri döndüm
navigasyonu kapattım sahile paralel yolda, güzel manzaralar eşliğinde Cannes’e
vardım. Hava iyice kapandı. Sert rüzgâr nedeniyle Nice trenle devam etmek için
gara gittim. Güzel bir yolculuktan sonra Nice vardım. Hemen uygulamalardan kendime
puanı yüksek temiz bir yer baktım. Rezervasyon yaptım. Resepsiyonda parasını
ödedim. Fakat bisiklet koyacak yerlerinin olmadığını belirttiler. Yardımcı
olacaklarını söylediler. Birkaç yeri aradılar. Navigasyonda belirtilen
konumdaki bisiklet garajına bisikleti bırakabileceğimi söylediler. Bisiklet
garajına bisikleti kilitledikten sonra eşyalarımı alarak tekrar hostele döndüm.
Deniz rüzgâr beni çarpmış olmalı hafif kırıklık var. Duş aldım. Yatağa uzandım
terlemeye çalıştım. Bayağı terledikten sonra tekrar duş aldım. Önceden gördüğüm
Türk lokantasına gittim. Afiyetten sonra tekrar su alıp hostele geldim. Biraz
daha iyi gibiyim. Terledikçe su içtim. Çok sıkıntılı bir gece geçirdim. Ateşim
yükseldiğinde üstümü açıyorum. Düştüğünde tekrar üstümü kapatıyorum ama saatler
geçmiyordu. Umarım yarın bir şey kalmaz.
(40 km)
55.GÜN-21 MAYIS
SALI: Uyandığımda yatakta biraz uzandım. Halsizlik hissediyorum. Duş aldım.
Eşyalarımı toplayarak hostelden ayrıldım. Bisikleti bıraktığım bisiklet
garajına gittim. Fakat çalışan kapıyı açmadı. Sistemleri farklı. Ben hostel
aracılığı ile gittiğimden sorun oluştu. Çalışana camdan bisikletimin fotolarını
gösterince ikna oldu. Kapıyı açtı, bisikletimi alarak tekrar Türklerin
çalıştırdığı lokantaya giderek sohbetler eşliğinde kahvaltımı yaptım. Vücudumda
kırgınlık var. Seyahat sağlık sigortam var ama Fransa’da ve İtalya’da doktora
ulaşmanın zor olduğunu biliyordum. Onun için bir an önce Türkiye’ye ulaşmak
için plan yapmam gerekiyor. Önce Cenova’ya geçmem gerekiyor. Oradan trenle önce
Roma’ya sonra Bari’ye geçmeyi, Bari’den feribotla Durres’e oradan Tiran’a
Tiran’dan otobüsle önce İstanbul’a oradan da Ankara’ya geçmeyi planladım. Önce
istasyona gidip Ventimiglia’ya bilet aldım. Ventimiglia inip Cenova trenine
bilet aldım. Trende yolculuk yaparken kaçak yolcuların çokluğu dikkatimi çekti.
Cenova’da trenden indim. Roma için tren baktım ama bugün için tren olmadığını
öğrendim. İstasyon etrafında dolaşırken üzerinde Sofya yazan bir otobüs gördüm.
Sorduğumda 30 dk.sonra Sofya’ya hareket edeceğini söylediler. Kaptana
bisikletimle beni alabilirse Sofya bileti alabileceğimi söyleyince kabul etti.
Böylece planlarım tamamen değişti ve süreç hızlandı. Türkçe bilen bir kadın
bana yardımcı oldu. Bisikleti bagaja yerleştirdim. Yolluk için alışveriş
yaptıktan sonra otobüse binince yolculuk başladı. Otobüsün yarısı doluydu. Gece
birkaç yerde mola verdi. Yanım boş olduğu için biraz rahattım ama rahatsızlığım
devam ediyordu. Sıkıntılı yolculuk 16 saat sürdü. Haşatım çıktı. Sofya
terminaline indiğimde enerjim tükenmişti. Türkçe bilen kadın yardımcı
olabileceğini söyledi. Kendisine teşekkür ettim. İyi olduğumu beni
beklememesini söyledim. Vedalaşarak ayrıldık. Çok yorgun olduğum için bu gece
Sofya’da kalmaya karar verdim. Terminalin karşısındaki otele yerleştim. Çok
güzel ve temiz bir oteldi. Ama ben iyi değilim. Hemen duş aldım. Yatağa
uzandım. Yorgunluktan uyumuşum. Uyandığımda henüz akşam olmuştu. Yağmur yağdığı
için dışarı çıkamadım. Otelin büfesinden bir şeyler alarak atıştırdım. Odama
döndüm. Yatağa uzandım ama ateşim yükseliyor, terleyince düşüyor. Sabah olması
lüx otelde ıstırap oldu.
koyuldum. Eve
ulaştığımda evin anahtarını çantamda bulamadım. Yedek anahtarın olduğu oğlumu
aradım. Oğlum kapıyı açtı. Bisikleti ve eşyaları içeri aldım. Ateşim olduğu
için oğlum evde kalmama izin vermedi. Durumumun iyi olmadığını yarın erken
saatte acilden giriş yapmamız sağlığın için çok önemli deyince oğlumun evine
gittik. Duş alınca biraz rahatladım. Akşam yemeğinden sonra halsiz ve yorgun
olduğum için hemen yatağa uzandım.
Yorumlar
Yorum Gönder