TUNUS BİSİKLET TURU
TUNUS
E-BİKE TURU(13.04.2024-02.05.2024 - 21 GÜN 1410 km)
1.GÜN-13NİSAN
C.TESİ: Alarmın çalması ile 08.00’de uyandım. Hazır yoğurt çorbası ile kahvaltı
yaptıktan sonra eşyalarımı bagajlara yerleştirdim. Kamp alanından ayrılarak
limana doğru yol aldım. 10.30’da limana ulaştım. Check-in işlemi sonrası
pasaport kontrolünde oturma iznimin olup olmadığını sordular. Bisiklet turu
yaptığımı yeşil pasaport için izne gerek olmadığımı belirttim. Soruşturduktan
sonra İtalya çıkış vizesini tereddüt ederek vurdular. Nihayet feribot alanına
giriş yapabildim. Bisikleti feribotun girişinde depoya koyarak kilitlediler.
Bende yukarı çıktım. Bu arada ben yaşlarda bir bey bana bir şeyler söyledi.
Uygulamadan çeviri yapınca Tunus’lu doktor olduğunu kendisinin gezgin olduğunu
belirtti. Cafede kahve içtikten sonra termosuma sıcak su alarak eşyalarımın bulunduğu
koltuklara yerleştim. Feribotun interneti oldukça zayıf olduğu için hiçbir
işlem yapamadım. Gezi notlarımı ve fotoları gözden geçirdim. Sakin bir
yolculuktan sonra 23.45’te Tunus limanına giriş yaptık.
(45 km)
4.GÜN-16 NİSAN SALI: Alarmın çalması ile 09.00 uyandım. Kahvaltı
yaptıktan sonra bagajlarımı yüklenerek daha önce belirlediğim tarihi ve turistik
yerleri gezerek Sousse doğru yola koyuldum. (Kasbah, medina, George sebastian
Villası) Yolda enerji yüklendikten sonra saat 17.00 de Booking rezervasyon yaptırdığım
Der Hkaïem oteline giriş yaptım. Butik otel çok özenli ve temizdi. Duş, temizlik,
bisiklet bakımı, akşam yemeği derken 22.00’de yatağıma uzandım. (90 km)
5.GÜN-17 NİSAN ÇARŞAMBA: 09.10
da uyandım. Sabah temizliği yaptıktan sonra bagajlarımı yüklenirken çalışanların
nazik kahvaltı ikramını kabul ederek biraz daha ortamda takıldım. Saat 11.00
gibi hakem butik otelden vedalaşarak ayrıldım. Sousse merkezi, kaleyi, mozaik müzesini,
çarşıyı gezdikten sonra Monastır’a doğru yola koyuldum. Monastır’ın güzel
kalesini ve temiz şehrini gezdikten sonra vakit erken olduğu için El Jem’e köy
yollarından pedallamaya karar verdim. Köy cafelerinde takılarak saat 18.30 da
El Jem’e ulaştım. Julius otel çalışanı Türkçe konuşarak bana yardımcı
olabileceğini söyledi. Fiyatta indirim yaparak, güzel bir oda vererek yardımcı
olduğu için teşekkür ettim. Artık günün yorgunluğunu gidermenin vaktidir. (93
km)
6.GÜN-18 NİSAN PERŞEMBE:
Saat 9.30 da El Jem’deki Julius otelden ayrıldım. Su ve ekmek aldıktan sonra Safakes’e
doğru yola koyuldum. 35 km. yol aldığımda zeytin ağacının gölgesinde
kahvaltı yaptım.
Yeni enerji ile yola devam ederek öğlen sonra Safakes’e ulaştım. Market
alışverişi yaptıktan sonra hotelde bir geceliğine apart kiraladım. Duş aldıktan
sonra çay-kahve eşliğinde atıştırdım. Çok erken olduğu için biraz oyalandım. Planlarımı
gözden geçirdim. Herhangi bir aksaklık yoktur. Yarın daha fazla yol alabilmem
için iyice dinlenmeye zamanım var. Akşam yemeği için peynirli makarna yapmayı
düşünüyorum. Tv de Türk dizisi hercai var. Arapça versiyonunu izledim. Sevilen
diziler kültür geçişlerinde oldukça etkili oluyor. Tunus’ta karşılaştığım bazı
kimseler Türk olduğumu anlayınca hemen Türkçe kelimeler söylüyorlar. Nereden
öğrendin diye sorunca dizileri izlediklerini söylüyorlar. (72 km)
7.GÜN-19 NİSAN
CUMA: Kaldığım hotelde gece bir türlü uyuyamadım. Tuhaf bir gece geçirdim. Bir üşüdüm,
bir terledim. Nedenini anlayamadım. Gece bitmek bilmedi. Sabah hemen duş aldım
kendime gelirim diye. Kahvaltı yaptıktan sonra Booking rezervasyon yaptığım
Gabes sahile doğru yola çıktım. Fakat yolda sağ ayağım uyuşmaya başladı. 40 km
yol aldıktan sonra Mahles tren garına gittim. Bisikleti trene atıp gitmeyi
düşündüm. Çeviri uygulamasında Türkçe-arapça ile 13.30 tren olduğunu söylediler.
Türkçe kelimesi üzerine liseli genç kız türkçe bildiğini söyledi. Biraz konuştuktan
sonra Türkçeyi dizilerden öğrendiğini belirtti. Adının Imen olduğunu söyledi.
Ben tahta sedire uzanarak ağrımı azaltmaya çalıştım. Tekrar görevliye sorunca
trenin 14.30 geleceğini belirtince yola devam etmeye karar verdim. Gardan ayrılırken
Imen ile foto çekildik. İnstagramı aldı. Yolda zorlansam da saat 18.00 de deniz
kenarındaki sakin motele ulaşabildim. Giriş yaptıktan, akşam yemeğinden sonra duş
aldım ve yatağa uzandım. (128 km)
8.GÜN-20 NİSAN
CUMARTESİ: 8.40 ta uyandım. Salondaki masada kahvaltım hazırdı. Masaya oturunca
kahve getirdi görevli arkadaş. Böylece kahve eşliğinde kahvaltımı yaptıktan
sonra Djerba’ya doğru yola çıktım. Gabes, Kettana, Arram’ı geçtikten sonra yola
yakın ıssız bir yerde geceyi geçirmek için çadırı kurdum. Akşam yemeği olarak
yulaflı yoğurt yedim. İki gündür bağırsak sorunu yaşıyorum. Belki yatıştırır
diye düşünüyorum. Karanlık çöktüğünde üzerime uyku tulumunu alarak dinlenmeye
karar verdim. Fakat gece iki defa çadırdan çıkmak zorunda kaldım. (73 km)
9.GÜN-21 NİSAN
PAZAR: Gece bağırsak rahatsızlığı nedeniyle iki defa çadırdan ayrıldım. 08.10
da uyandım. Peynir, zeytin eşliğinde çayla kahvaltı yaptım düzelme
düşüncesiyle. Eşyaları toparlayarak bagajlara yerleştirdikten sonra saat 10.00
da Djerba’ya doğru yola çıktım. Fakat sol-ön çaprazımdan öyle sert rüzgâr esiyordu
ki ilerlemekte ve dengemi korumakta zorlanıyordum. Bir feribot geçişi yaparak 60
km lik yolu 8 saatte alabildim. Cafeler de sık sık molalar vererek 18.00 de
Wostel Djerba’ya ancak ulaşabildim. Gerçekten çok yoruldum akıl karı değil.
Wostelde ilgiyle karşıladılar. İki gün kalırsam ancak kendimi toparlayabilirim
düşüncesindeyim. Duş aldıktan sonra hemen yatağıma uzandım. Akşam yemeği hazır
olduğunu bildirince dinlenmeye ara verdim. 14 kişilik testi yemeği hazırlamışlardı.
Sohbetler eşliğinde afiyetle yemeklerimizi yerken Türkçe bilen arkadaşlarla
sohbetler ettik. Çayımı içtikten sonra yat temizliği yaptım. İyi geceler temennisiyle
yatağıma uzandım. (60 km)
10.GÜN-22NİSAN P.TESİ: Saat 09.00 kahvaltı için uyandırıldım. Fransız
tipi kahvaltı ile idare edeceğim. Kahvaltı yaptıktan sonra arkadaşa eczane olup
olmadığını sordum. Nedenini sorunca Bağırsak sorunu olduğunu söyledim. Bana ilaç
verebileceğini söyledi. Kabul ettim. Toz ilacı suda eriterek içtim. Yatağıma uzanarak
dinlenmeye devam ettim. Öğle vakti djerba merkezi gezdim. Güzel duvar resimleri
vardı. Tansiyon ölçümü yaptırdım. 11,5/8 oldukça iyi. Djerbahood, el Ghriba
kapalı olduğu için iç kısmını gezemedim. Çarşıda tur attım. Döviz bozduramayınca
alışveriş yapamadım. Artık olanlarla idare edeceğim. Tekrar wostele gelerek
arkadaşlarla sohbet ettim. Akşama yakın bulgur pilavı yaptım. Çay, kahve derken
akşam oldu. Masa tenisi maçları yaptık. Arkadaşlara Türk kahvesi ikramında
bulundum. Yat temizliği yaptıktan sonra yatağa uzandım. İshalim düzelmiş
kendimi iyi hissediyorum. Yarın yola çıkmaya hazır olduğumu düşünüyorum.
11.GÜN-23NİSAN SALI:
09.40 ta uyandım. Sabah temizliğinden sonra eşyaları bagajlara yerleştirdim. Hazırlanmış
olan kahvaltıyı yaptıktan sonra arkadaşlarla vedalaşarak yola çıktım. Önce Houmt
Souk denilen bölgeyi ziyaret ettim. Çok hareketli ve turist kalabalığı vardı. Çarşılarını
gezdikten sonra Medenin’e gitmek için limana yöneldim. Feribotla adayı geçerek
yola devam ettim. Sakin ve güzel bir yolda molalar vererek saat 18.30 da Medenin’e
ulaştım. Düzensiz ve her yer çöplüktü. Ayşe otele yerleştim. Duş aldıktan sonra
marketten aldığım gıdalarla ihtiyacımı giderdim. Çamaşırlarımı yıkadım.
İnternete takıldım. Planlarımı gözden geçirdim. Yarın Tatavin denilen yerde
neler yapmam gerektiği konusunda bilgiler edindim. Yorgunluğumu gidermek için
yatağa uzandım. (82 km)
12.GÜN-24 NİSAN
ÇARŞAMBA: Uyandığımda saat 08.50 idi. Türk usulü kahvaltı yaptım. Hava durumu
rüzgârlı ve çöl tozlu görünüyordu. Tatavin’e minibüsle gitmeye karar verdim.
Otel süremi uzattım. Otelin yakınından kalkan minibüse binerek Tatavin’e
ulaştım. Çöl tozlu hava içerisinde şehir merkezini ancak gezebildim. Saat 14.30
da geri dönüş yaptım. Otele girince resepsiyon görevlisi Türk bir arkadaşı bana
gösterdi. Arkadaşla Arapça konuşarak bizi tanıştırdı. Muhammed Suriyeli Türkmen
olduğunu İstanbul da yaşadığını, bölgede tekstil ticareti yaptığını belirtti.
Tanışma bitince Cafe ye davet etti. Cafe de sohbet ettikten sonra Medenin
şehrini gezdik. Beklediği telefon gelince Djerba’ya gitmesi gerektiğini belirterek
iyi dileklerle ayrıldık. Otele dönerek odama çıktım. Öncelikle çöl tozlarından
arınmak için duşa girdim. Üstümü değiştirip yatağa uzandım. Dinlendikten sonra
akşam yemeği olarak peynirli makarna yaptım. Çay demledim. Kraker ve badem
çekirdeği eşliğinde TRTFM dinleyerek vakit geçirdim. Planlarımı gözden geçirdim.
Yarın Gabes’e gitmeye karar verdim.
13.GÜN-25 NİSAN PERŞEMBE:
09.10 da uyandım. Hafif kahvaltı yaptıktan sonra bagajlarımı yüklenerek otelden
ayrıldım. Önce su aldım. Gabes’e doğru yola koyuldum. Kettana da öğle yemeğini yedikten
sonra saat 15.30 da Gabes’e ulaştım. Bookingten bulduğum aparta yerleştim. Duş
aldıktan sonra çamaşırlarımı yıkadım. Bisikletin bakımını yaptım. Ön çamurluğun
kadroyu tutan parçası kırıldığı için çamurluğu sökmek zorunda kaldım. Dışarı çıktım.
Bu saatte ekmek olmayacağını söylediler. Aracı olan bir arkadaş hem Fransızca
konuşuyor hem de el kol hareketleri yaparak beni arabasına bindirdi. Biraz yol
gittikten sonra beni ekmek ve pasta satılan mini bir dükkâna getirdi. Beni beklememesini
işaret ettim. Teşekkür ettim. Alışveriş yaptıktan sonra pastaları mutfakta çay eşliğinde
atıştırdım. Kahve içtim. Yatağıma uzanarak hem dinlendim hem de sosyal medyaya
takıldım. Derken saat 23.00’da yatağıma uzandım. (86 km)
14.GÜN-26 NİSAN
CUMA: 08.05 de alarmın çalması ile uyandım. Termosta bulunan çay eşliğinde
ekmek arası peynir ile kahvaltı yaptım. Eşyalarımı bagajlara yükleyerek Kebili’ye
doğru yola çıktım. Yolun sakin ve düz olması, rüzgârın arkadan esmesi yolu
rahat almamı sağladı. Yolda iki defa kahve molası verdim Kebili girişindeki
markette alışveriş yaptım. Kampta ihtiyacım olanları sadece aldım. Kebili
içinde ilerlerken bir araç sürekli beni takip ediyordu. Kenarı çekilerek
geçmesi için daha fazla alan bıraktım. Araç beni geçtikten sonra önümde durdu.
İçinden inen bir kişi bir şeyler söyledi, anlamadım. Uygulama üzerinden
konuştuk. Bisiklet derneğinin olduğunu, Douz’da misafir edebileceklerini
söyledi. Haritadan baktım 30 km. Zaten 118 km yapmışım. Batarya şarjım olduğu
için kabul ettim. Bisikleti arabaya alalım dedi ama arabada çoluk çocuk var.
Kalabalık. Navigasyondan işaretleyin ben gelirim. Adresi aldıktan sonra kontrol
ettim. Düştüm yola 1,5 saat sonra Douz girişinde beni karşıladılar. Takip ettim,
derneğe vardık. Sohbet ettik. Dernek başkanı geldi tanıştık. Beni yemeğe davet
etti. Yemeğe giderken yolda plastik bidonlardan bir bardak sıvı ikram etti. Ne
olduğunu sorduğumda palmiye suyu olduğunu söyledi. Gerçekten ferahlatan bir
içimi vardı. Yemekten sonra motorla çöl kısmını gezdik. Sonra tekrar derneğe
geldik. Akşam olduğu için sabah görüşmek üzere vedalaştık. Ben de duş aldıktan
sonra yatağa uzandım, yarın için araştırmalar yapmak üzere. Fakat fazla uzun
sürmedi yorgunluktan kendimden geçtim. (147
km)
15.GÜN-27 NİSAN
C.TESİ: Alarmın çalması ile 07.10 da uyandım. Kahvaltı yaptıktan sonra
bagajlarımı yüklendim. Anahtarı vermek ve teşekkür etmek için arkadaşı
bekledim. 09.30 da arkadaşla vedalaşarak Tuzer’e doğru yola çıktım. Rüzgârın
arkadan esmesi rahat yol almama yardımcı oldu. Fakat çöl kumu her tarafımı
bezedi. Maske takarak daha az etkilenmeye çalıştım. İki defa kahve molası verdikten
sonra Tuzer’e 10 km kala campingde kalmaya karar verdim. Duş, kumlanan
çamaşırlar derken akşam yemeği için sardalyalı makarna yaptım. Çay, kahve
derken akşam oldu. Ama campingin girişinde sürekli çalan yerel müzik rahatsız
ediciydi. Görevli belli bir süre sonra kapatılacağını söyledi. Sabaha kadar
campingde müzik, eğlence, konuşmalar, gülüşmeler eşliğinde zor bir gece
oluyordu. (117 km)
16.GÜN-28NİSAN
PAZAR: Eğlenceli bir ortama düşmüşüm. Gece rahatsız oldum. Yediğim bir şey
midemi altüst etti. Çıkarınca rahatladım. Ama uykumu alamadım. Saat 10.00 da
yataktan kalktım. Çok halsiz hissediyorum. Duş alırsam biraz düzelirim
düşüncesi ile duşa girdim. Yavaşça hiçbir şey yemeden yola çıktım. 10 km
pedalladıktan sonra Tuzer’e vardım. Otogara gittim. Acaba Kayravan’a otobüs var
mı? Diye sorduğumda evet cevabını alınca rahatladım. Bisikleti bagaja ücreti
karşılığında alabileceklerini söylediler. Teşekkür ettikten sonra kalacak yer
aramaya başladım. Lofti camping gittim fakat kapalı idi. Yoldan geçen bir
arkadaştan yakınlarda kalabileceğim bir yer biliyor musunuz? Diye sorunca
yardımcı olabileceğini söyledi. O arızalı motorunu ben de bisikleti itekleyerek
otele geldik. Resepsiyon da bir şeyler konuştular ve pasaportumu vererek giriş
yaptım. Arkadaşa teşekkür ettim. Hemen duş alıp yatağa uzandım. Eksik kalan
uykumu tamamladım. İyice dinlendikten sonra çöl tozu olan giysilerimi yıkadım.
Mide rahatsızlığını gidermek için bir şeyler atıştırdım. Biraz daha iyi
hissediyorum. Sürekli yatakta kalmaya karar verdim. Kendimi iyice toparlamam
gerekiyor. (16 km)
17.GÜN-29 NİSAN P.TESİ:
Saat 9.00`da uyandım. Sabah kahvaltısı yaptıktan sonra eşyaları bagajlara yükleyerek
otelden ayrıldım. Otogara gittim. Tunus için bilet aldım. Saat 11.00’de otobüs hareket
etti. Zorlu bir yolculuktan sonra saat 18.20’de Tunus’a ulaştım. Booking den
rezervasyon yaptığım Dar Ali adlı Hotele yerleştim. Bir şeyler atıştırdıktan sonra
duş alıp hemen yatağa uzandım. (30 km)
19.GÜN-01 MAYIS
ÇARŞAMBA: 08.30 da alarmın çalması ile uyandım. Çorba yaptım. Poşet ekmeğim
küflü çıktığı için yiyemedim. Sıcak çorba, biraz meyve atıştırdıktan sonra
bagajlarımı yükledim. Fatma hanım uyandı. Vedalaşarak Bizerte’ye doğru yola
çıktım. Büyük bir alışveriş merkezinde alışveriş yaptım. Biraz atıştırma
yaptıktan sonra yola revan oldum. Saat 16.10 da Bizerte’ye ulaştım. Booking den
rezervasyon yaptırdığım otele yerleştim. Duş aldıktan sonra çarşıyı gezdim. Tekrar
otele dönerek dinlenme için yatağa uzandım. Planlarımı gözden geçirdim. Yarın Tunus’un
sınır şehri Tabarka’da olmayı planladım. (63 km)
21.GÜN-03 MAYIS CUMA:
08.30 da alarmın çalması ile uyandım. Kahvaltı salonunda kahvaltı yaptıktan
sonra bagajlarımı yüklenerek otelden ayrıldım. Elimde kalan 77 dinarı change
etmediler. Ben de alışveriş yaparak Tunus dinarlarını harcadım. Cezayir’e doğru
yola çıktım. Artık Atlas dağlarının yokuşları ve inişleri beni bekliyor. Sınır
geçişine kadar tırmandım.
Tunus’un insanları çok yardımsever.
Bisikletli olmam, ayrıca Türk olduğumu öğrenince ilgileri daha çok oluyor.
Türkçe konuşanlar çıkıyor. Türk dizilerini beğeni ile izlediklerini
söylüyorlar. Tunus ve aile ekonomisi zayıf olan bir ülke. Turistik bölgeler
hariç çöp kutuları yok. Çöpler her yerde. Hijyen yetersiz. Temizlenmek için duş
aldığında saçlarım yapış yapış oluyor. Temizleniyorum mu kirleniyorum mu fark
edemedim. Marketlerde istediğini bulamayabilirsin. Özellikle peynirler genelde
Fransız markalı ve oldukça pahalı. Beslenmede oldukça zorlandım. Kilo kaybı
yaşadım. Bağırsak enfeksiyonu geçirdim. Ülkenin yolları güzel. Şehirlerarası
trafik yoğun değil, oldukça sakin. Şehir merkezlerinde kural yok, tam bir kaos
yaşanıyor. Sokak hayvanları pek az, onlarda yetersiz beslenmeden çok zayıflar.
Yaşam sürelerinin kısa olacağını düşünüyorum.
Tuncer ŞAHİN
(dobigez)
Yorumlar
Yorum Gönder