Doğayı Bisikletle Gez

Saat 06.45’te kurduğumuz alarmın çalması üzerine uyandık. Sabah temizliğinden sonra eşyalarımızı toplayarak bisikletlerimizin bulunduğu depoya gittik. Bisikletlerimizin bagajlarını yükledik. Akşam takıldığımız kahveye uğradık. Kapısı açıktı fakat kimsecikler yoktu. Sularımızı doldurduk, fotoğraf çektik ve yola revan olduk. Yol Fırat Nehri boyunca akış yönünde tatlı bir eğimle alçalıyordu. Sabah serinliğinde oldukça keyifli yol alıyorduk. Yol zemini oldukça düzgündü, rahatsızlık vermiyordu. Sansa Boğazını geçtikten sonra Tunceli yol ayrımında Muti denilen yerde akşamdan kalma peynirli pidelerimizi yedik. Enerji yüklenerek tekrar yola çıktık. Tanyeri’ni geçtikten sonra yemyeşil Erzincan Ovası önümüzde idi. Yol kenarlarındaki ağaçların dallarından kayısı, elma koparmanın ve yemenin zevki için sık sık küçük molalar verdik. Saat 11.00’de Erzincan levhasına vardık. Fotoğraflar çektik. Turumuzun son noktasına erişmenin mutluluğu içerisinde röportajlarımızı yaptık. Yaklaşık olarak 18 günde 15...

Saat 09.00’da dinlenmiş olarak uyandık. Öğretmenevinde kahvaltımızı yaptıktan sonara eşyalarımızı toplayarak bagajlarımızı hazırladık. Çıkışta İranlı bir çift ile karşılaştık. Azeri olduklarından sohbet edebildik. İran’dan Trabzon’a doğru yaya olarak, otostop yaparak gittiklerini söylediler. Vedalaşarak ayrıldık. Çarşıda maden suyu içmek için Polat büfede mola verdik. Büfe işleticisi İrfan’la sohbet ettik. İzin alarak fotoğrafını çektik. Saat 11.15’te Aşkale’den ayrılabildik. 2057 m. rakımlı Tepebaşı rampasını tırmandık. Hava oldukça sıcak ve güneşli idi. Terden sırılsıklam olduk. Geçitte fotoğraf çektik. İniş için hazırlık yaptık. Her yokuşun bir inişi vardır misali kuşlar gibi uçarak tüm yorgunluğumuzu atıverdik. Tercan tünelini geçerek Tercan baraj gölüne ulaştık. Yolun sağında yapımı devam eden Güneş Enerji Santrali dikkatimizi çekti. Onurlandık. Tercan’ın nüfusu 6700 kişi yazıyordu. Çarşıdan geçerek öğretmenevine uğradık. Yer olmadığını belirttiler. Çok güzel bahçesi vardı. Maden...

Sabah uyandığımızda saat 09.30’tu. Geç kalmıştık. Sabah temizliğinden sonra kahvaltı salonuna inerek kahvaltımızı yaptık. Eşyalarımızı topladık. Depodan bisikletlerimizi alarak bagajları yükledik. Derken saat 11.00’de güzel ve temiz öğretmenevinden ancak ayrılabildik. Yollar ve zemin oldukça iyiydi. Çoruh-2 Nehrini takip eden yolda Kop Dağına doğru önce hafif eğimle sonra eğimin artması ile zorlanarak tırmanmaya başladık. Kop köyü alabalık tesislerinde mola verdik. Alabalıkla enerji takviyesinde bulunduk. Kop köylü Köksal ile sohbet ettik. Köylerde nüfusun azaldığını, insanların göç ettiklerini belirtti. Özellikle genç bayanlar evlenirken kaba eşya istemediklerini söyledi. (Kaba eşyanın kayınvalide-kayınpeder olduğunu vurguladı.) Yöresel tabir hoşumuza gitti. İzin isteyerek fotoğraf çekiminden sonra dinlenmiş olarak tırmanmaya devam ettik. Hava oldukça sıcak ve güneşli idi. Hücrelerimize kadar terledik. Okan arkadaşımın iki defa üst üste arka lastiği patladı. Tamirlerden sonra tırmanm...

Saat 07.00’kalktık, kahvaltı için çarşıya indik. Kahvaltıdan sonra tekrar öğretmenevine gelerek eşyalarımızı topladık. Girişte bisikletlerimizi alarak bagajlarını bağladık. Çarşı içindeki Tuğrulşah Camii, İspir Kalesi ve Camii’nin fotoğraflarını çekerek saat 09.00’da Bayburt’a doğru yola çıktık. Yol gayet güzel ve sakindi. Pazaryolu Beldesinden sonra yol daraldı, zemin tırtıklaştı. Çoruh Nehrini takip ederek kıvrıla kıvrıla oluşturulan yolda ilerledik. Fakat Okan arkadaşım seleden dolayı rahatsız olmaya başladı. Yol almakta zorlanıyordu. Sık sık mola verir olduk çözüm üretmek için. Şorta yapıştırılmış olan süngerlerin yerini değiştirdik. Fakat bir süre sonra bunun da çözüm olmadığını, süngerlerin özelliklerini kaybettiklerini fark ettik. Yola çaresiz devam etmek zorundaydık. Çok nadir araç geçiyordu. Tek tük küçük köycüklerden geçtik. Yol, Çoruh Vadisinden ayrıldığında oldukça uzun ve dik yokuşları tırmanıyorduk. Birkaç tane yıpratıcı yokuşları geçtikten sonra tekrar Çoruh Nehri ile b...

Saat 08.00’de uyandık. Sabah temizliğinden sonra kahvaltımızı yaptık. Çadırlarımızı ve eşyalarımızı topladık. Günlüğümü yazdım, fotoğrafları Dobigez’e yükledim. Yürüyerek çarşıda alışverişimizi yaptıktan sonra kampa geri döndük. Eşyalarımızı bagajlara yükledik. Saat 10.30’da 91 km. mesafedeki Erzurum’un ilçesi olan İspir’e doğru yola koyulduk. Yusufeli Baraj yükseltisine ulaşmak için 2,5 km. tırmandık. Baraj gölü seviyesinde bir alçalan bir yükselen yolda 60 km. yol aldık. Benim arka lastik patladı. Biraz hava basarak ilerideki köye ulaştık. Köy kahvesinde lastiğimizi değiştirirken hem dinlendik, hem de sohbetler ettik. Yusufeli’nin köyü olduğunu belirttiler. Vedalaşarak tekrar yola koyulduk. Biraz ilerledikten sonra bu seferde ön lastiğim patladı. Biraz hava basarak ilerledikten sonra 780 m. rakımlı, pirinç, meyve ve sebzenin yetiştiği Havbağlığı köyünde lastiğimizi tamir ettik, dinlendik, sohbetler ettik. Kahve sahibi Ali Aşçı ile izin alarak fotoğraf çekildik. Dün kalçasından ra...

Saat 08.20’de uyandık. Günlüğümü yazdım, fotoğrafları yükledim. Çadırlarımızı topladık. Bagajlarımızı yüklendik. Polis merkezinin lavabosunda sabah temizliğimizi yaptık. Öneriler üzerine karşıda bulunan kahvaltı dükkânında bomba adı verilen tost türünü yedik. Gerçekten tam bisikletçi işi bomba idi. Artık tüm rampaları çıkarız. Saat 11.00’de Artvin’den ayrılarak Yusufeli’ne doğru yola koyulduk. Deriner Barajına doğru oldukça dik bir yokuşu bombanın etkisi ile tırmandık. Deriner baraj gölüne ulaştıktan sonra Yusufeli’ne kadar baraj gölü kıyısını takip ettik. Tünellerden geçtik. Göl manzarası oldukça güzeldi. Fakat yol zemininin tırtıklı olması bizleri oldukça yıprattı. Okan arkadaşımın oturak kısmı rahatsızlandı, bu durum sürüşünü zorlaştırıyordu. Yol kenarında hiçbir dinlenme tesisi, çeşme v.s. yoktu. Suyumuz bitmiş, açlık baş göstermişti ki yol kenarında bulunan Sargın adlı tünel inşaat şantiyesine girdik. Su almak için izin istedik, çay ve yemek ikramında bulundular. Bu arada İş güve...

Saat 09.10’da uyandık. Kahvaltımızı yaptık. Günlüğümü yazdım. Dobigez’e fotoğrafları yükledim. Batum’a geçmek için evrak işlemleri ile uğraştık. Devlet memuru olduğumuz için Fetö olaylarından dolayı sınırdan kaçak geçişler olduğundan oldukça titiz davranıyorlardı. Faksla çalıştığımız kurumdan evraklarımızı istedik. İlçe emniyete gittik. Islak imzasız belgelerin geçersiz olacağını belirttiler. Okan arkadaşımla Batum’a geçişimizi iptal ederek Çoruh vadisine gitmeye karar verdik. Kaya ve Bayram arkadaşlar Batum’a geçmek için uğraşacaklarını ve ondan sonra turlarını sonlandıracaklarını, Ankara’ya otobüsle döneceklerini belirttiler. Vedalaşarak arkadaşlardan ayrıldık. Tekrar öğretmenevine giderek eşyalarımızı topladık. Fakat nemden dolayı çamaşırlarımız tam kurumamıştı. Yapacak bir şey yoktu. Bagajlarımızı bisikletlerimize yükleyerek saat 13.00 gibi Hopa’dan ayrılarak ilk hedefimiz olan Artvin’in ilçesi Borçka’ya doğru yola çıktık Çoruh’la buluşmak üzere. Öncelikle Cankurtaran Geçidini aşm...

Sabah saat 07.30’da güneşin çadırımızı ısıtması nedeniyle uyanmak zorunda kaldık. Çayeli Portikal Cafe’de kahvaltımızı yaptık. Ayrıca ikramlar da enerjimize enerji kattı. Aynı zamanda günlüğümü yazdım, dobigez’e fotoğrafları yükledim. Cafedekilerle sohbet ettiğimizde 11 km. mesafede Ağaran Şelalesi olduğunu, mutlaka görülmesi gerektiğini belirttiler. Bizler de planımızı ona göre yaparak Ağaran şelalesine doğru yola çıktık. Yol, bir dereyi takip ederek yükseliyordu. Sırt köyünden sonra yol iyice dikleşmeye başladı. Artık vitesler yetersiz kaldı. Bisikletleri ellerimizde iterek taşımaya başladık. Zorlu bir tırmanıştan sonra önce şelalenin sesini, biraz ilerledikten sonra kendisini gördük. Gerçekten güzel bir görüntü idi, tüm yorgunluğumuzu bir anda aldı. Hemen oluşturduğu gölcüğe girerek buz gibi suyunda tüm hararetimizi giderdik. Fotoğraf ve video çekimi yaparak 14.30’da Ağaran şelalesinden ayrılarak kuşlar misali uçarak inişe geçtik. Sırt Köyü kahvesi önünden geçerken davet üzerine mo...

Sabah güneşi çadırlarımıza vurduğunda aşırı sıcaklık artışı nedeniyle saat 07.20’de uyanmak zorunda kaldık. Sabah temizliğimizi yaptık. Çadırlarımızı topladık, bagajlarımızı yükledik. Arsin’in çarşısına uğradık, çorbalarımızı içtikten sonra Trabzon’un ilçesi Araklı’ya doğru yola çıktık. Yol kenarında bulunan Araklı Öğretmenevine uğradık, dinlendik. Günlüklerimi tamamladım, fotoğrafları blogladım. Sürmene’ye doğru yola koyulduk. Sürmene’de çarşıya uğradık. Sürmene’de market sahibi Serkan Aydın ve bıçak ustası Fatih Aydın’la sohbetler ettik, fotoğraflar çektik. Sürmene özellikle bıçakları ile ünlü bir ilçemiz. Sürmene’de video çekimi yaptık. Şirin, güzel ve bakımlı bir ilçe olması beğenilerimizi kazandı. Öneriler üzerine Bozo Pidede peynirli-kavurmalı pide yedik. Lezzetli bir enerji paketçiği yüklendik. Saat 13.00’de Bozo Pide’den ayrılarak Of’a doğru yola çıktık. Sıcaktan fazla etkilenmemek için Sürmene limanında denize girdik. Of’a giderken Memişağa Konağını fotoğrafladık. Yol kenarla...

Saat 07.30’da kalktık. Çadırlarımızı topladık. Bagajlarımızı yüklendikten sonra Sümela Meryem Ana Manastırına doğru yola çıktık. 2 km. sonra bizim dile getirdiğimiz çadır kampını gördüğümüzde yanıltıldığımızı anladık. Güven duygumuz az da olsa zedelenmiş olarak yola devam ettik. Uygun bir çeşme başı bularak yanımızda bulunan kahvaltılıklarla kahvaltımızı yaptık. Yüklendiğimiz enerji ile Maçka Çayı’nı takip ederek sürekli tırmanıyorduk. Saat 11.00’de Sümela Manastırı sosyal tesislerine ulaştık. Biraz dinlendikten sonra bisikletlerimizi park yerine bırakarak yürüyerek ve video çekimi yaparak Meryem Ana Manastırına doğru tırmanmaya başladık. Yolumuz ormanlar içerisinde çağlayan derenin ve kuşların sesleri arasında varyantlar oluşturarak çıkıyordu. Bu doğal güzelliği araçların motor ve egzoz gürültüsü bozuyordu. Gerçekten dokuya yakışmıyordu. Yerel yönetimler ve Turizm Bakanlığı bu uyumsuzluğu giderecek yöntemler oluşturabilir. Sadece ring otobüsü konularak veya teleferik yapılarak bir çö...

Tirebolu Öğretmenevinde saat 07.30’ da kalktık. Sabah temizliğinden sonra eşyalarımızı topladık. Önce çantalarımızı aşağıya indirdik. Fakat kapı kapanınca biz dışarıda, bisikletler içeride kaldı. Hafta sonu olduğu için görevli bulunmuyordu. Zaman kaybetmemek için yandaki taş fırın pidecisinde kahvaltı için pide siparişlerimizi verdik. Bu arada öğretmenevinde kalan misafir kapıyı açınca bisikletlerimizi de aşağıya indirerek bagajlarımızı yükledik yola çıkar hale getirdik. Hazır olan pidelerimizi kahvaltı niyetine afiyetle yedik. Gayet lezzetli idi. Artık şu düşünce oluştu. Karadenizliler pide işini biliyor, ustası olmuşlar. Bisikletlerimize binerek öğretmenevinden ayrıldık. Tirebolu merkezinin en tepe noktasından inerek sahildeki kaleye ulaştık. Sahildeki çay bahçesine bisikletlerimizi bırakarak kaleye tırmandık. Kale tepesinde fotoğraflar çektik. Tekrar aşağı inerek bisikletlerimize bindik. Şehir çıkışında arkadaşlar denize girdiler. Deniz sefasından sonra saat 11.00’de Görele’ye doğr...

Sabah 06.30’da uyandım. Biraz yatak keyfini dalga sesleri arasında sürdürdüm. Kalktım, çadırın içini boşaltım. Malzemeleri toparladım. Çadırımı topladım. Hepsini düzgünce bagaj yaptım. Yason Kilisesinin ve Fenerinin fotoğraflarını çektim. Ordu’nun ilçesi Perşembe’ye doğru yola çıktım. Yolda köpekler ve benden başka kimsecikler yoktu. Sabahın seher vaktinde yolda olmak da çok keyif verici idi. Birkaç viraj ve iniş çıkıştan sonra küçük bir yerleşim yerinde fırın dikkatimi çekti. Hemen içeri girdim sıcacık bir pide aldım. Yola devam ederken sıcacık pideden lokmalar kopararak kahvaltımı yapmam büyük bir zevkti. Saat 07.30 gibi Perşembe’ye vardım, hafta sonu sessizliği içerisinde sabahçı kahvesine oturdum. Erken olduğu için arkadaşları rahatsız etmek istemedim. Telefonumu ve çakarlarımı şarja taktım. Çayımı içerken yanıma spor kıyafetli bir bey geldi. Bisikletin dikkatini çektiğini, sohbet etmek istediğini söyledi. İstanbul’dan misafir gelmiş. Bir saat kadar sohbet ettik. Bu arada güzel bi...

07.30’da uyandım. Arkadaşlarımın uyanmasını beklerken sabah temizliğinden sonra kampın güzelliklerini fotoğrafladım. Çadırımı toplarken arkadaşlar da uyandılar. Sabah mahmurluğu içerisinde hazırlıklarını yaptılar. Bagajlarımızı yüklendik, saat 10.30 gibi kamptan ayrılarak Ünye merkezine doğru yola koyulduk. Çorbacıda kelle-paça çorbası yemeye karar verdik. Önerilen çorbacıda sabah kahvaltımızı yaparken bir taraftan da sohbet ettik.  Dinç ve zinde bir halde Ünye merkezinin video çekimini yaptıktan sonra Ünye Kalesine gitmek için yola çıktık. Ünye-Niksar arası Akkuş yolu üzerinde bulunan kaleye doğru pedal çevirmeye başladık. 7 km. sonra kale dibinde bulunan Güzelkale Köyü Camii’sine bisikletlerimizi bırakarak kaleye tırmanmaya başladık. Kalenin tepesine kadar video çekimi yaptım. Kaleden inerek bisikletlerimizin yanına geldik. Camiide Cuma namazımızı kıldık. Camii İmamı Faruk ATEŞ’le sohbet ederek yöre hakkında bilgiler edindik. Ünye Müzesini ziyaret etmek için saat 13.30’da tekrar...

Saat 07.30’da uyandık, sabah temizliğinden sonra kahvaltımızı yaptık. Çadırlarımızı topladık, bagajlarımızı yükledik. Yola hazır halde bize katılacak olan Ankara Sincan’dan Kaya Öğretmen ile Kütahya’da görevli öğretmen kardeşi Bayram arkadaşları beklemeye başladık. İletişim kurarak buluşma yerimizi belirledik. Saat 11.00’ de buluşarak 37 km. mesafedeki Samsun’un Çarşamba İlçesine doğru yola çıktık. Çarşamba’ya ulaştığımızda Çarşamba’nın simiti, kasketi, ayakkabısının meşhur olduğunu söylediler. Bizde simit fırınından simitlerimizi alarak kahvede çay eşliğinde afiyetle yedik. Gerçekten güzel oldu. Şehir merkezini gezdik, Kızılırmak köprüsü üzerinde mola verdik, fotoğraflar çektik, köprü üzeri oldukça hareketli idi. Geçiş ve manzara yeriydi. Çarşamba İlçesinden çıkarak tekrar Karadeniz Sahil yoluna ulaştık. Biraz gittikten sonra Göğceli Camii tabelasından dönerek Çarşamba mezarlığına ve içerisinde ki Göğceli Camii’yi gezdik. Mezarlık çok bakımlı, temiz ve yemyeşildi, insanın ölesi geliy...

Sabah 9.30’da uyandık. Kamp tüpünüzü kullanarak kahvaltımızı yaptık. Ankara’dan yarın sabah bize katılacak olan iki bisikletli arkadaşımızı beklemek durumundaydık. Bu nedenle günümüzü daha iyi değerlendirebilmek için planlamamızı yaptık. Samsun’da bulunan müze ve tarihi eserler ile kültürel varlıkları görmeye karar verdik. Kahvaltıdan sonra hazırlığımızı yaptık. Bisikletlerimizi kampta bırakarak önce kampımızın yakınında bulunan Bandırma Vapurunu ve İlkadım anıtını gezdik.   Sonra sırasıyla Samsun Kent Müzesini, Atatürk’ün Samsun’a çıkış anıtını, Büyük Camii, Saat kulesini, Gazi Müzesini gezdik. Arkeoloji ve etnografya müzesi yeni yerine taşınma aşamasında olması nedeniyle kapalı olduğu için gezemedik. Tramvay ile Baruthane istasyonunda inip teleferikle Amilos Tepesine çıkmayı planlamıştık, ancak teleferik bakımda olduğundan planımızı gerçekleştiremedik. Bizde Atakum’a doğru sahil yürüyüşü yapmaya karar verdik.   ...

Yine de yorgunluğumuzu atarak güzel ve güneşli bir güne uyandık. Okan arkadaşımın sabah daha iyi olması bizleri oldukça sevindirdi. Ben deniz sefası yaptım. Geyikkoşan öğretmenevinde kahvaltımızı yaparken bir taraftan günlüğümü yazdım. Diğer taraftan dobigez.imize fotoğrafları yükledim. Dinlendikten sonra çadırlarımızı topladık. Bagajlarımızı yüklendik. Saat 11.00’de 30 km. mesafedeki Samsun’un Bafra İlçesine doğru yola revan olduk. Yol oldukça güzel ve yokuşlar yıpratıcı değildi. Saat 14.00 gibi Bafra’ya ulaştık.        Bafra ilçe merkezini turladık. Yörenin ünlü pidecisi Turan Pidede meşhur Bafra kapalı ve açık karışık pideleri ile güzelce karnımızı doyurduk. Oldukça güzel bir lezzetti. Yüklendiğimiz enerji türünü tüketmek için Bafra’ya 50 km. uzaklıktaki Samsun’a doğru yola koyulduk.   19 Mayıs İlçesine girişte Okan arkadaşımın lastiği patladı. Kontrol ettiğimizde lastiğine vida girdiğini gördük...

Güzel bir güne dinlenmiş olarak uyandık. Denize girdikten sonra çadırlarımızı topladık, bisiklet bagajlarımızı yüklendikten sonra kahvaltı ve Martı Kampın işletmecisi Orhan Bey’le yaptığımız sohbetten sonra saat 11.00’de kamptan ayrıldık. Günümüzün ilk hedefi olan 46 km. uzaklıktaki Sinop’un Gerze İlçesine doğru yola çıktık. Kamptan Sinop’a doğru ilk çıkışımız Güneş’e karşı 5 km.lik yokuş bizi yıprattı. Sonraki inişimiz ise yorgunluğumuzu giderdi. Böylece Sinop-Gerze arasındaki üç yokuş ve iki tünel yıpratıcı olmasına rağmen yeni yerler görme isteğimiz yorgunluğumuzu hafifletiyordu. Özellikle tünellerde yolun daralmasına, kapalı alandaki araçların ses yankısı eklendiğinde tedirginlik oluşturuyordu. Nihayet Gerze’ye enerjimiz bitik bir halde ulaştık. Tanıştığımız bisikletçi arkadaşımız Mücahit’in önerisi üzerine Konak Lokantasında Gerze’nin meşhur cevizli- yoğurtlu mantısını yedik. Güzel ve farklı bir tattı. Dinlendikten ve enerji yüklendikten sonra 44 km. mesafedeki Samsun’un ilçesi...